Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, yaptığı açıklamada, prostat kanserinin erkeklerde sık görüldüğünü, yaklaşık 10 erkekten birinde bu hastalığa rastlandığını söyledi.
Kanserin prostat büyümesinden farklı özel bir belirtisinin olmadığını belirten Coşkun, prostat bezi büyüdüğünde geceleri idrara kalkma, tam idrarı yapamama, keseyi boşaltamama ve çatallı idrar yapma üzere belirtiler ortaya çıktığını tabir etti.
“Hematüri” denilen idrardan kan gelmesi üzere rahatsızlıklar da olabildiğine dikkati çeken Coşkun, şöyle konuştu:
“Bu tıp bulgularda kesinlikle ürolojiye muayene olunması lazım. Zati doktor değerlendirdiğinde kanser görülürse ona yönelik tetkikler yapılıyor. Hastalığı yayılmış bireylerde yeni, gelişmiş tedaviler var. Prostat kanseri, erkeklik hormonuna bağlı gelişiyor. Bu olağanda testiste sentezleniyor. Prostat kanserinin tedavisinde yıllardır uyguladığımız usul, androjen hormonunun seviyesini sıfıra yahut sıfıra yakın seviyeye indirmek. Bunu cerrahi yahut kullandığımız ilaçlarla yapabiliyoruz. Androjen dediğimiz hormonun böbrek üstü bezde sentezlenmesini engelleyen ilaçlar geliştirildi. Şu anda bunlarla ilgili çok büyük araştırmalar var.
Yine bu hormonu daha fazla bloke eden hatta tümör içi seviyelerini azaltan ilaçlar geliştirildi. Bu sayede prostat kanseriyle ilgili kıymetli gelişmeler sağlandı. Yayılmış hastalıkta gerek hastanın kendi hücrelerinden elde edilen aşılar gerekse T hücrelerini uyarmak suretiyle kullanılan aşılar gelecek için umut vadediyor.”
“Rastgele vitamin kullanmayın”
Coşkun, bunun seyri yavaş olduğu için aşı tedavilerine uygun bir kanser tipi olduğuna değinerek, birtakım kanser hastalarının, tabiplerinin önerisi dışında rastgele vitamin hapları kullanmasının ise hastalık üzerine olumsuz tesir yapabileceğine dikkati çekti.
Bu vitaminlerin zerzevat ve meyve üzere doğal besinlerden alınması gerektiğini lisana getiren Coşkun, şunları kaydetti:
“Kanseri önlemek emeliyle bilinçsiz kullanılan kimi vitaminlerin kanseri önlemenin ötesinde kanser riskini artırabileceğine yönelik çalışmalar var. Örneğin uzun müddet E vitamini kullanan yahut Omega3 yağ asidini fazla ölçüde alan şahıslarda prostat kanseri sıklığı daha fazla. Hasebiyle kulaktan dolma birtakım bilgilere dayanarak vitamin alalım, bunu önleyelim üzere bir yaklaşımda bulunmamak lazım.”
Coşkun, her kanser tedavisinde olduğu üzere prostat kanserinde de erken teşhisin çok değerli olduğunu vurguladı.
Genetik faktörlerin prostat kanserinde de çok kıymetli olduğuna işaret eden Coşkun, şu bilgileri aktardı:
“Ayakta idrar yapmak prostat kanseri yapmaz, hastalığı tetiklemez. Bilhassa genetik yatkınlığı, ailesinde göğüs kanseri olan erkeklerde prostat kanserine daha sık rastlanmakta. Ailesinde prostat kanseri olanlarda da risk daha fazla. Buradaki en kıymetli faktör yeniden yaşın ilerlemesi ve yaşın artması. Birçok prostat kanseri yavaş seyirli olabiliyor hatta bir kısmı hiç tedavi bile gerektirmiyor. Kâfi ki 50 yaşın üzerinde denetimler yapılsın. Olacaksa da erken teşhis edilsin.”