Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Ulusal Savunma Üniversitesi Müşterek Harp Enstitüsü ve Harp Enstitüleri Komuta ve Kurmay Eğitimi mezuniyet merasimine katıldı. Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, tarih boyunca bu millete “asker millet” yahut “ordu millet” denildiğini belirterek şu bildirileri verdi:
“Bunun sebebi savaşa çok meraklı oluşumuzdan değil, tüm fertleriyle bedenen ve manen çabaya sürekli hazır bulunmamızdan kaynaklanır. Özellikle uğrunda gözünü kırpmadan hayatını feda edebileceği pahaları, yani ezanı, bayrağı, vatanı, devleti kelam konusu olduğunda bu milletin her bir bireyi ‘ölürsem şehit, kalırsam gazi’ şiarıyla cepheye koşar. Çanakkale başta olmak üzere yakın tarihimiz bunun sayısız örnekleriyle doludur. Hele 15 Temmuz, tam bir ulusal irade şahlanışıdır.”
Yerli-milli vurgusu
“Amerikan liderlerine gittiğimde bana kiralık İHA dahi vermiyorlardı. Makûs komşu bizi konut sahibi yaptı, biz İHA’mızı, SİHA’mızı artık üretiyoruz, artık onların çok daha kalitelisini de birkaç ay içerisinde üretir hale geleceğiz. Ülkemize savunma sanayi ile ilgili neredeyse her alanda örtülü yahut açık ambargo uygulayanlar, bu işin aslında yürek işi, yürek işi, azim işi, efor işi olduğunu elbette bir gün anlayacaklar. İşte yüzde 20 yerliden başladık, artık yüzde 70 savunma sanayiinde yerli üretimi yapar hale geldik. Artık kimseye gereksinim duyulmayacak bir noktaya gelindiğinde ne yapıldığının, ne denildiğinin bir kıymeti kalmayacak. 17 yıl evvel savunma endüstrinde ülkemizin dışa bağımlılık oranı neydi, hamdolsun bugün ne? Yani gereksinimimiz olan savunma sanayi eserlerinin yalnızca yüzde 20’sini kendimiz üretebiliyorduk, artık ise yüzde 70. Biz hakikaten çok büyük pürüzlerle zorluklarla, sabotajlarla çaba ederek savunma endüstrinde bu orana ulaştık. Artık geriye dönüp baktığımızda şayet bunu başaramamış olsaydık, bugün ne halde olacağımızı düşünmek bile istemiyorum. Bu terörle gayrette şayet bu gücümüz olmamış olsaydı Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te, Kandil’de Türk uçaklarını, İHA’ları, SİHA’ları kusura bakmayın göremezdik lakin artık bunların inlerine girdik, inlerine girdikçe artık onlar kaçacak delik arıyorlar. Savunma sanayi konusunda hala önümüzde aşmamız gereken pek çok sorun bulunduğunun elbette farkındayız lakin tıpkı ulusal muharip uçak üzere, tıpkı kimi kritik mühimmatların üretimi üzere, tıpkı motor üzere şu anda karşılaştığımız zorluklar sebebiyle erteleme yoluna gittiğimiz her işin sonradan önümüze çıkardığı maliyetleri de biliyoruz. Bunun için savunma sanayi projelerinde yerliliği ve ulusallığı yükseltecek projelere daha sıkı sarılacağız.”
‘İzin vermeyeceğiz’
“FETÖ’nün en çok gaye aldığı ve en büyük ziyanı verdiği subay eğitim kaynaklarımızı 15 Temmuz’un akabinde hızla yine yapılandırdık. Ulusal Savunma Üniversitemizin bünyesinde topladığımız bu eğitim üniteleri hakikaten takdire şayan bir süratle toparlandı ve ayağa kalktı. Türk Silahlı Kuvvetlerimize bir daha ne FETÖ’nün ne de öbür rastgele bir cuntacı, darbeci zihniyetin sirayet etmemesi için bu yeni eğitim sistemini geliştirerek, sürdürmekte kararlıyız. Milletimizle ordumuz ortasına kimsenin girmesine müsaade vermeyeceğiz.”