Türkiye’nin 10. kent hastanesi olan Bursa Kent Hastanesi 16 Temmuz Salı günü hasta kabulüne başlayacak. 475 bin metrekare kapalı alanda bin 355 yatak kapasitesine sahip olacak hastanede, 49 ameliyathane bulunacak. 26 yataklı yanık ünitesi bulunan, kanser gen projeleriyle ilgili klinik araştırmaların da yapılabileceği hastanenin 5 milyon şahsa hizmet vermesi öngürülüyor. Hasta kabulünden evvel son incelemeleri yapan Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca, Milliyet’in sorularını yanıtladı.
– Bursa Kent Hastanesi ile tüm Güney Marmara bölgesine hizmet hedefleniyor sanırım….
Cumhurbaşkanımızın ‘hayalim’ dediği kent hastanelerini son derece önemsiyoruz. Kent hastanelerini bulunduğu bölgede sıhhat üssü olarak planlıyoruz. Yani, teknik altyapısıyla, fiziki yapısıyla, branş çeşitliliği ve disiplinleriyle, ileri teknolojisiyle uzman olan ve birebir vakitte üniversitelerle iş birliği içinde olan, mükemmeliyet merkezleri dediğimiz özellikli süreçlerin yapılabilir olduğu, dünyada olduğu üzere, hastanın o vilayetten bir diğer ile sevk edilme muhtaçlık kalmadığı bir sıhhat üssü olarak planlıyoruz. Birebir vakitte bu hastanelere her geçen gün milletlerarası seviyede, bilhassa bölgemizde ağır bir hasta turizmi akışı var. Münasebetiyle kent hastanelerine birebir vakitte milletlerarası hasta hizmeti verme niteliği de sağlamış oluyoruz. Mesela Bursa, lokasyonu, doğal yapısı, hatta doğal kaynaklarıyla sıhhat turizminden kıymetli bir hisse alabilir.
– Meclis gündemindeki iktisat teklifinde kent hastanelerinde kontrat tadilinin önünü açan bir düzenleme var. Buna neden muhtaçlık duyuldu?
Tadilattan öte, bilhassa dikkat edilirse, ‘sözleşme bedelinin artırılmaması’ diye geçiyor. Yani toplamda, kent hastanelerinin mukaveleyle ilgili sayının artırılması kelam konusu değil. Kamu ismine kullanım bedeli ve alınan hizmetlerde birtakım standartlar geliştirilmesi gerektiğinde, kamu faydası gözetilerek, ancak toplamda kontrat bedelini asla artırmamak tarafında bir değişiklik kelam konusu olduğunda, bunun yapılabilir olması sağlanıyor. Zira mevcut mukavelelerde, ilgili kanunda da, hiçbir değişiklik yapamıyorsunuz. Biz ise burada, mukavelede hiç artış yapmadan, gerektiğinde iskonto alabilme imkânı oluşsun istiyoruz. Kamunun cebinden daha fazla kaynak çıkmayacağı net olarak söz ediliyor. Kent hastanelerinde verilen hizmet için bir kadro garantilerden kelam edilir. Halbuki rastgele bir poliklinik hizmetinde, acil hizmetinde, yatan hasta da ya da ameliyat ile ilgili garanti kelam konusu değil. Yapılan; görüntüleme, laboratuvar üzere hizmetlerde Sıhhat Uygulama Tebliği’ndeki (SUT) fiyatlar çerçevesinde, yüzde 70 eşik pahası üzerinden daha fazla indirim almak için kullanılan bir yaklaşım üslubu. Bu yanlış bedellendiriliyor. Örneğin MR’ın fiyatı hiç değişmeden, eşik paha olan yüzde 70’e kadar yüzde 40, yüzde 70’den sonra ikinci bir yüzde 40 sağlanacak. Böylelikle MR fiyatının 22-23 TL’ye kadar düştüğü bir hizmet alımı kelam konusu olacak. Benzeri halde laboratuvar hizmetinde, yüzde 70’e kadar yüzde 40, yüzde 70’den sonrası için ikinci bir yüzde 15 indirim sağlanıyor. Bunlar karşılıklı belirlediğimiz fiyatlar üzerinden mi, asla. ‘Bu sayılar maliyeti kurtarmaz’, ‘bu fiyatlardan hizmet üretilmez’ denilen, SUT fiyatları üzerinden yüzde 40 artı 40 ya da yüzde 40 artı 15 indirim sağlamak üzere eşik pahası belirlendi.
‘Üniversite hastaneleri için görüşmeler sürüyor’
– 11’inci Kalkınma Planı’nda üniversite hastanelerinin Sıhhat Bakanlığı’na bağlanmasından bahsediliyor. Bu husus geçmişte de çok tartışma yarattı.
Üniversite hastanelerinin dertlerini biliyoruz ve bu sorunların el birliğiyle çözülmesi gerektiğine inanıyoruz. Sonuçta vatandaş hastanelere gidince, kent hastanesi, devlet hastanesi yahut üniversite hastanesine gidince sıhhat hizmeti almak için gidiyor. Bu hizmeti verenin de devlet olduğuna inanıyor. Sonuçta kamunun verdiği bir sıhhat hizmeti olarak görüyor. Üniversiteler her geçen gün birtakım mali ezalar yaşıyor. Sıhhat Bakanlığı olarak son devirde materyal alımında önemli sıkıntılar olduğunu görüyoruz. YÖK Lideri Yekta Saraç ile görüştük. Üniversitelerimize gerektiğinde sıhhat market üzerinden yahut bizim kamu alımlarımız üzerinden toplu alım yaparak, gereksinimlerine katkıda bulunmak istiyoruz. Üniversitelerin temel yapması gereken eğitim. Eğitim için uygun bir yerin sağlanabilir olması temel olmalı. İnsan kaynağının en değerli yeri üniversitedir. Hastane hizmeti ise, bir işletmeciliktir. Kalkınma Planı’nda hastane işletmeciliği ile eğitimin ayrıştırılmasından, sürdürülebilir işletmeciliğin sağlanmasından bahsediliyor. Üniversitelerin, asli ögeleri olan eğitim için en uygun tabanın oluşması hedefleniyor.
Süreci nasıl yürüteceksiniz?
Önümüzdeki devirde YÖK’de hastanesi olan üniversitelerle, rektörlerle bir ortaya gelip bu mevzuyu tartışmak istiyoruz. Bakanlık olarak nasıl yararlı olabiliriz, nasıl katkıda bulunabiliriz, nasıl şekillenebilir, bunu sesli düşünmek istiyoruz.
‘Mutabık kalındı’
– Bu hususta kent hastanelerinin işletmecileriyle mutabık kalındı mı?
İşletmecilerle görüştük, mutabık kalındı lakin bu bizim bundan sonraki süreçte de görüşmeyeceğimiz manasına gelmez. Bu düzenleme bize bir yetki veriyor. İmkan yakalandığında, hizmetlerde kamu ismine yapılması gerekeni yapabilmek istiyoruz. Hangi hususlarda ne üzere iskontolar aldık yahut alamadık, bugüne kadar aldıklarımız dahil ileride söylediğimizde çok net anlaşılır.