Balçık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “beyaz altın” olarak nitelendirilen pamukta ekim döneminin devam ettiğini, 2017 yılında 502 bin hektar olan pamuk ekim alanlarının 2018 yılında 525 bin hektara yükseldiğini söyledi.
Üretim ölçüsünün 2017 yılında 882 bin ton, 2018 yılında ise yaklaşık 930 bin ton olduğunu belirten Balçık, “Pamuk ekim alanlarında bütün bölgelerde istikrarlı halde gelişme var. Geçen yıl Ege Bölgesi ve Adana’da bu biraz daha hızlandı. Önümüzdeki süreçte bilhassa Şanlıurfa bölgesinde yeni sulamaya açılacak alanlarla kapasitenin daha artmasını bekliyoruz.” diye konuştu.
Pamukta gayelerinin 1 milyon tonun üzerine çıkmak olduğunu, bunu da bu yıl gerçekleştireceklerini lisana getiren Balçık, “Esas gayemiz Türkiye’nin tüketim ölçüsü olan dokumada kullandığı 1 milyon 600 bin tona yaklaşabilmek, dışa bağımlılığı azaltmak. Bu dönem pamuk üretiminde hava kaidelerinin düzgün gitmesi durumunda Türkiye’de rekoru yaşayacağımız yıl olarak inşallah tarihe geçeceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Pamukta 1 milyon ton maksadını aşmanın sıkıntı olmadığını, çiftçinin deneyimi, devletin sağladığı teşvikler, teknolojiye yapılan yatırım ve tohum endüstrisindeki gelişimin bu manada büyük avantaj sağladığını vurgulayan Balçık, Türkiye’nin hala verimlilikte Avustralya’nın akabinde ikinci sırada yer aldığını kaydetti.
“Teşvikler uzun vadeli planlara dayalı olmalı”
Girdilerde ithal bağımlılığın devam ettiğini, bunun da üreticiyi olumsuz etkilediğini söz eden Balçık, “Sorunlar var tabi ancak bunlar çözülmeyecek şeyler değil. Daha uzun vadede düşünmemiz gerekiyor. Bunu başaracak altyapımız var. Hem Bakanlık olarak hem ziraat odaları hem de ticaret borsaları olarak bir ortaya gelmek gerekiyor. Daha akılcı tahlillerle üretime devam etmemiz gerekiyor. Teşvikler uzun vadeli planlara dayalı ve üretimi kaliteli olarak artırmaya yönelik olmalı. Tek başına para vermeniz her vakit her şeyi tabir etmiyor.” diye konuştu.