Müjde Işıl- Bu hafta vizyona giren “Maybe I Do/Belki Evet, Tahminen Hayır”ın takımı pek şahane: Diane Keaton, Richard Gere, Susan Sarandon ve William H. Macy üzere yıldız isimleri bir ortaya getirmiş. Başrolleri starların paylaşması bir sinemanın büyük avantajı fakat neredeyse tüm takımı yıldızlardan oluşan sinemalar de var bunun gibi… Sinema tarihinin her devrinde, vaktin yıldızları birebir sinemada birlikte rol almış. İşin ilginci bu yıldız karması filmlerin çoğu, sonrasında başyapıtlar ortasında kendine pek yer bulamamış, o denli anılmamış. İçlerinde en fazla öne çıkanları bir hatırlayalım…
“Grand Hotel” (1932): Berlin’de lüks bir otelde kalan birbirinden çok farklı müşterilere odaklanan senaryo; Greta Garbo, John Barrymore, Joan Crawford, Lionel Barrymore ve Jean Hersholt üzere vaktinin harika isimlerini tıpkı sinemada buluşturuyor.
“The Greatest Show on Earth/Harikalar Sirki” (1952): Cecil B. DeMille şaşaasıyla, gerçek bir sirkte (Ringling Bros. and Barnum & Bailey’s Circus) çekilen sinemanın takımında Betty Hutton, Charlton Heston, James Stewart ve Dorothy Lamour var. Asıl ilginci, güzel James Stewart’ın daima palyaço makyajıyla oynaması.
“How the West Was Won/Batı’nın Zaferi” (1962): Posterinde ‘24 süper yıldız sinemaya çekilmiş en büyük macerada” yazıyor. Sinemaya çekilmiş en büyük macera olmasa da yıldız kısmı büsbütün gerçek. Spencer Tracy’nin anlatıcı olduğu bu western’de Gregory Peck, Henry Fonda, Debbie Reynolds, James Stewart, Eli Wallach, John Wayne ve Richard Widmark üzere hepsini birlikte izlemenin neredeyse imkansız olduğu pek çok star var.
“The Longest Day/En Uzun Gün” (1962): “42 milletlerarası yıldız” notuyla seyircisini selamlayan üretim, Normandiya Çıkarması’nı anlatan epik bir savaş sineması. Takımında John Wayne, Robert Mitchum, Richard Burton ve Sean Connery’den Henry Fonda, George Segal, Robert Wagner ve Paul Anka’ya yok yok.
“A Bridge Too Far/Savaş Köprüleri” (1977): Richard Attenborough imzalı bu epik savaş sineması 2. Dünya Savaşı sırasında Nazi işgali altındaki Hollanda’da başarısız olan bir operasyonu anlatıyor. Dirk Bogarde, James Caan, Michael Caine, Sean Connery, Yeniden Hackman, Anthony Hopkins, Laurence Olivier, Ryan O’Neal, Robert Redford, Maximilian Schell ve Liv Ullmann’ın yer aldığı takım yıkılıyor. Çünkü hem vaktinin yıldızlarını hem de sonradan yıldızlaşacakları bir ortaya getiriyor.
“Murder on the Orient Express/Doğu Ekspresinde Cinayet” (1974): Sidney Lumet imzalı Agatha Christie uyarlaması, hâlâ cinsinin en güzellerinden kabul ediliyor. Lauren Bacall, Ingrid Bergman, Sean Connery, Vanessa Redgrave, Michael York, Jacqueline Bisset, Anthony Perkins ve Richard Widmark yıldız geçidi yapıyor sinemada.
“JFK” (1991): Oliver Stone, JFK suikastı evrakının tekrar açılmasını sağladığı bu başyapıtında yalnızca bir ‘90’lar klasiğine değil, harika bir takımın buluşmasına da imza atıyor. Başrolde Kevin Costner var ancak yan rollerdekilere bakın! Gary Oldman, Jack Lemmon, Walter Matthau, Kevin Bacon, Tommy Lee Jones, Sissy Spacek, Donald Sutherland…
“Prêt-à-porter/Hazır Giyim” (1994): Robert Altman kamerasını moda dünyasının merkezine konumlarken o denli bir kadroyu bir ortaya getiriyor ki efsane üstüne efsane… Lauren Bacall, Anouk Aimée, Marcello Mastroianni, Sophia Loren, Kim Basinger, Julia Roberts, Tim Robbins ve niceleri…
“The Thin Red Line/İnce Kırmızı Hat” (1998): Terrence Malick savaşın tahribatını olabilecek en sessiz biçimde perdeye getirirken Sean Penn, Jim Caviezel, Nick Nolte, Elias Koteas, Adrien Brody, George Clooney, John Cusack, Woody Harrelson, Jared Leto, John C. Reilly ve John Travolta’lı düş üzere bir takım kuruyor.
“Love Actually/Aşk Her Yerde” (2003): Richard Curtis yakın periyodun en güzel romantik güldürüsüne imza atmakla kalmıyor, fevkalâde isimleri de bir ortaya getiriyor: Hugh Grant, Liam Neeson, Colin Firth, Laura Linney, Emma Thompson, Alan Rickman, Bill Nighy, Rowan Atkinson… Hepsi de mükemmel oynuyor.
“Ocean’s” serisi: 1960 tarihli soygun sineması “Ocean’s 11” Frank Sinatra, Dean Martin, Sammy Davis Jr., Peter Lawford üzere periyodunun yıldızlarını bir ortaya getirmişti. 2000’lerde ise bu macera George Clooney, Matt Damon, Andy García, Brad Pitt, Julia Roberts ve Casey Affleck’li takımla tekrar yıldızlı ve de çok kârlı bir sinema serisi hâline geldi.
“The Expendables/Cehennem Melekleri” serisi: Sylvester Stallone’un önayak olmasıyla hayata geçen ve 2010’dan itibaren gişesi bol bir seriye dönüşen aksiyon. Seride Stallone ile birlikte Arnold Schwarzenegger, Jason Statham, Jet Li, Dolph Lundgren, Bruce Willis üzere geçmişin ve bugünün aksiyon yıldızlarını izlemek ve nostalji yapmak sahiden çok eğlenceli.