İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi’nin nisan ayı toplantılarının üçüncü birleşimi, İBB’nin Saraçhane’deki başkanlık binasında Zeynel Abidin Okul idaresinde başladı. Meclis toplantısında ‘2022 Yılı Faaliyet Raporu’ görüşüldü. Toplantıya katılan İBB Lideri Ekrem İmamoğlu da, faaliyet raporunu sundu. İmamoğlu, yoksullukla çabadan bayanlara, çocuklardan gençlere, engellilerden yaşlılara, işsizlikle uğraştan Askıda Fatura uygulamasına, raylı sistem üretimlerinden akıllı kent uygulamalarına, spor, sıhhat ve etraf yatırımlarından İstanbullu çiftçilere verilen ziraî dayanaklara, tarihi mirasların korunmasından dış ilgilerin geliştirilmesine kadar birçok hususta yapılan çalışmalardan kelam etti.
16 MİLYON İSTANBULLU DEĞİŞİMİN MEYVELERİNİ ALMAYA BAŞLADI
Faaliyet Raporunun sunumunu yapan İmamoğlu, 2022 yılının projeler yılı olduğunu vurgulayarak, “İstanbul değişmeyi başardı. Evvelce, yılda ortalama 3-4 kilometre metro yapmak olağandı. Bugün yılda ortalama en az 13 kilometre metroyu hizmete açmak olağan. Biz işbaşı yaptıktan sonra öncelikle İBB takımlarının hizmete bakış açısını değiştirmeye odaklandık. 161 noktada 27 altyapı, 9 kültürel miras, 44 etraf ve kentleşme, 80 toplumsal hizmet, 13 kültür sanat, 11 ulaşım ve 13 spor ve sıhhat projesi olmak üzere kentimize tam 31 milyar liralık yatırım yaptık. 2022 sonuna geldiğimizde 300 günde 300 proje diyerek kendi rekorumuzu kırdık. Özetle 16 milyon İstanbullu, 23 Haziran 2019’da sergilediği güçlü iradeyle sağladığı değişimin meyvelerini almaya başladı” dedi.
“GELİN MARMARA ZELZELE KURULUNU KURALIM”
İmamoğlu, “İşbaşına geldiğimiz birinci günden beri hükümetimize onlarca kere davette bulunmuştum. Dedim ki, muhtemel İstanbul ve Marmara sarsıntısına hazırlık süreci bir ulusal problemdir. Merkezi yönetimden mahalli yönetime, iş dünyasından finans dünyasına, akademiden sivil topluma kadar büyük seferberlik gerektirir. Gelin hesapsız kitapsız birlikte çalışalım dedim. Bugün bir defa daha tekrar etmek istiyorum. Gelin Marmara Zelzele Kurulu’nu kuralım. Ortak akılla bir yol haritası hazırlayalım. Gelin İstanbul’a ve Marmara’ya özel bir kanun çıkaralım. İmar aflarını hayatımızdan çıkaralım. Gelin imar planlarında ‘toplanma alanı ve kent içi park alanı, sıhhat alanı, eğitim alanı, itfaiye alanı’ olarak belirtildiği halde üzerinde bina bulunan yerler için Acil Kamulaştırma Programı hayata geçirelim. İmar düzenlemeleriyle ilgili 25 yasa, 11 yönetmeliği ve 19 farklı kuruma dağıtılmış yetkiyi gözden geçirip, stratejik bakış açısıyla, kolay ve süratli uygulanabilir mevzuata geçelim. Gelin İstanbul İmar Yönetmeliği’ni birlikte yenileyelim. Biz mümkün sarsıntı için devlet- belediye- millet ortaklaşa çalışalım derken, son günlerde farklı açıklamalarla sayın şehircilik bakanı bizi duymak yerine gazetelere farklı demeçler veriyor. İstanbul’da kentsel dönüşümü “5 yılda yapacağını tabir edebiliyor. Elinizi tutan mı vardı, bütün yetkiler sizde. Son 21 yıldır neredeydiniz? Popülizm yapacağım derken komik durumlara düşme durumudur bu. İnşallah 14 Mayıs’ta bu büyük millet karar verecek. Milletin Hükümeti işbaşı yapacak. Marmara sarsıntısına hazırlık seferberliği başlatacak. Kuşkonmaz Caminin etrafında barakalara imar vermeyecek bir şehircilik bakanı vazifeye gelecek. Sayın Bakan 5 yılda yapamadığı misyonla İstanbul’da öbür arayışlar içinde mi merak ediyorum” tabirlerini kullandı.
Yapılan çalışmaları sıralayan İmamoğlu, üretimi devam eden raylı sistem sınırının toplam uzunluğunun 81,6 kilometre olduğunu vurguladı. İmamoğlu, dijital dönüşüm ve yeşil güç yatırımlarına da dikkat çekerek, hayat vadilerinin tamamını hayata geçirdiklerinde 10 milyon metrekarelik faal yeşil alanın kente kazandırılacağını söyledi. İmamoğlu ayrıyeten, kütüphane sayısını da 60’a yükselterek rekora imza attıklarını lisana getirdi.
“TÜRKİYE SÖYLEDİĞİNİ YAPACAK, YAPTIĞINI SÖYLEYECEK”
Faaliyet raporunu okuduktan sonra seçime ait açıklamalarda da bulunan İmamoğlu, “Tüm kalbimle inanıyorum ki, 14 Mayıs Türkiye için de büyük bir dönüm noktası olacak. O gün Türkiye için yeni bir başlangıç yapacağız. Akabinde devleti süratle toparlayacağız. Devletimizi kurallar ve kurumlar devleti yapacağız. Devlet idaresinin her kademesini hesap verebilir, devlet yönetiminin her sürecini denetlenebilir kılacağız. Kamu yönetimi israftan, gösterişten ve şatafattan tümüyle uzak olacak. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı ülkemizi dünyanın birinci ligine çıkarma yüzyılı olacak. İkinci yüzyılımız; hamasetin değil aklın, vizyonun, birliğin ve huzurun, dinleyerek anlayanın yüzyılı olacak. İkinci yüzyılımız; müreffeh Türkiye’nin yüzyılı olacak. Tabir özgürlüğünün önündeki bütün manileri kaldıracağız. Demokrasimizi dünya için ilham alınacak düzeye çıkaracağız. Milletimizin sesi olan meclisimiz, yine bu ülkedeki en yüksek siyasi iradesi olacak. Adalet sistemimiz korkulan değil itimat duyulan, itimat edilen, tarafsız ve bağımsız bir hal alacak. Kuralların ve kanunların herkes için eşit formda uygulandığı bir Türkiye’yi daima birlikte inşa edeceğiz. Adamına nazaran kabahat, adamına nazaran hak, adamına nazaran makama son vereceğiz. Türkiye söylediğini yapacak, yaptığını da söyleyecek. Dış siyasette ‘Türkiye’nin kelamını muteber kılacağız” formunda konuştu.
“15 MAYIS’TAN SONRA PROJELERİN NASIL KATLANDIĞINI İZLEMEKTEN YORULACAKSINIZ”
İmamoğlu, “Avrupa Birliği ile üyelik sürecini süratle tekrar canlandıracağız. Enflasyonu canavar halinden kuyruğunu sıkıştırmış tek haneli hale döndüreceğiz. Türk lirasına tekrar prestij ve istikrar kazandıracağız. Beş yılın sonunda dolar cinsinden kişi başına ulusal gelirimizi en az iki katına çıkaracağız. Gençlerimiz, işi, aşı, umudu bu topraklarda arayacak. İstanbul’da yaptığımız üzere tarım dalını stratejik olarak destekleyeceğiz. Çiftçilerimizin borçlarının faizlerini derhal sileceğiz. Çiftçilere mazot, gübre, tarım ilacı ve sulama dayanağı getireceğiz. Yanlışsız planlanmış ve devlet tarafından desteklenen tarım atılımı ve Türkiye’de besin ucuzlayacak çok büyük bir ziraî üretim seferberliği başlatacağız. Israrla ve inatla dinleyerek öğrenmeyi öğreteceğiz. Türkiye pasaportu dünyanın hürmet duyulan pasaportlarından biri olacak. Vatandaşların yerli ve ulusal olan ve olmayan diye ayrılmasına son vereceğiz. Bu ülkede yaşayan istisnasız herkesi ulusal ve yerli göreceğiz. İstanbul’da yaptığımız üzere, Türkiye’de israf nizamına son vereceğiz. Devlet bütçesindeki kayıp ve kaçakları bitirip toplumsal adaleti tekrar tesis edeceğiz. 15 Mayıs’tan itibaren bu devletin tekrar kimsesizlerin kimsesi olması kayıtsız kuralsız gayemiz olacak. 15 Mayıs’tan itibaren merkezi idare – mahallî idare iş birliğini parti ayırt etmeksizin sağlayacağız. İstanbul’da her şey çok fakat çok hoş olacak. İstanbul’da hizmetler ve projeler katlanacak. Yalnızca 4 yılda İstanbul’da çok şey başardık. Artık sıra Türkiye’de. 15 Mayıs’tan sonra yeni idareyle hizmetler ve projelerin nasıl katlandığını izlemekten yorulacaksınız. Yalnızca İstanbul’da değil, tüm kentlerimizde kutuplaşma yerine uzlaşmayla, partizanlık yerine kucaklaşmayla hizmet ve proje yarışı başlayacak” dedi.