ŞANSAL BÜYÜKA İLE DOBRA DOBRA
Trabzonspor Teknik Yöneticisi Ünal Karaman, bu dönemin en başarılı hocası olmakla kalmadı, oynattığı futbolla, daima futbolun içinde kalmakla, saha içi ve dışı davranışlarıyla “Yılın örnek adamı” oldu.
-Ünal Karaman, küme düşen Karabükspor’dan tezli Trabzonspor’a gelince, açıkça herkes dudak büktü, küçümsedi, yetersiz buldu. Ünal Karaman herkese, her şeye alanda yanıt verdi.
-Kulüp, ağır kontratlardan kurtulmak için grubun yıldız oyuncularını satmak isteyince, kendini değil, Trabzonspor’u düşündü. Üstelik yarış devam ederken buna onay verdi, takviye verdi.
-Altyapıdan çıkan Yusufların, Abdülkadirlerin yanına yenilerini kattı. Bir hocanın şampiyonluğa oynarken, Avrupa kupalarına oynarken de, birinci on birde gençlere yer verebileceğini bütün hocalara gösterdi, ispat etti.
-Trabzonspor bilhassa son yıllarda büyük maçların figüran ekibi haline gelmişti. Büyük maçlarda Trabzonspor’un büyüklüğünü geri getirdi. Bu dönem Galatasaray’ı, Fenerbahçe’yi, Beşiktaş’ı yendi.
-Dalgalanmadan durulmayan Karadeniz’de suların durulmasını sağladı. Lider Ahmet Ağaoğlu ile birlikte Trabzon’a ve topluluğa barışı, huzuru getirdi.
-Trabzonspor’a bilhassa son maçlarda adeta şiirsel, keyif veren, yense de yenilse de futbolseverleri son derece memnun eden futbol oynattı. Kendi ideolojisini gruba da yansıttı. Alanda hakeme, rakibe bulaşmayan, dalaşmayan, yalnızca kendi işine bakan bir Trabzonspor vardı.
-Trabzonspor’un da bu dönem hakem kusurlarından canı yandı. Maçta ne hakemin, ne rakibin üstüne yürüdü, maç sonu ne de sesini en ufak formda yükseltti. Adeta “Kan kustu, kızılcık şurubu içtim” dedi. Öfkesi, içindeki fırtınaları sesine, haline, telaffuzlarına, hatta hareketlerine hiç yansımadı.
-Kötü sonuçlardan sonra mazeret aramadı, kimseyi maksat göstermedi, rastgele bir adresi işaret etmedi. Büyük hocalıktan da örnekler verdi, olgun adamlıktan da…
Saygıyı, takdiri, alkışı ve “Sezonun teknik direktörü” unvanını nitekim çok lakin çok hak etti.
Trabzonspor’da antrenörlüğe başlayan Ünal Karaman, kısa bir mühlet de sportif yöneticilik misyonunda bulundu. Daha sonra Adana Demirspor, Şanlıurfaspor ve Karabükspor’da teknik yöneticilik koltuğuna oturan Karaman, dönem başında yuvaya döndü.
İyiye, hoşa prim vermeli
Fotomaç gazetesinde okudum. Trabzonsporlu oyuncular son Rize maçından sonra kullandıkları soyunma odasını temizlemişler. Harikulade, fevkalâde, kusursuz… Trabzonspor’da çok büyük işler oluyor, çok az yankılanıyor. Bizim futbol ailesi düzgüne, hoşa, doğruya yeteri kadar primi ne vakit verecek sanki?
G.Saray’da her yol Terim’e çıkar
Galatasaray’da her yol Fatih Terim’e, Fatih Terim de şampiyonluğa çıktığına nazaran, bir öbür yol bulmaya ya da bir diğer yol aramaya hiç gerek yok. Kontrata bile gereksiz…
Sezon uzunluğu söyledik… Galatasaray 8 puan gerideyken söyledik… Fatih Terim varsa, puan olarak geride olsanız bile, umudunuzla, hayalinizle, amacınızla aslında birkaç adım öndesiniz.
Nitekim o denli oldu. Fatih Terim bu defa de “Kaybedersen değil, vazgeçersen mağlup olursun” sloganıyla camiayı ve kadrosu en düşünceli günlerde bile ayakta tutmayı başardı. Bazen radikal işler yaptı, kimi maçlarda “gözü kararttı” lakin asla amaca giden yoldan sapmadı. Ülkenin başkan hocası olduğunu birkez daha herkese gösterdi.
Zaten eleştirilen; futbola, hocalığa, kadroya, futbol dünyasına hakimiyeti değil, bir türlü denetim edemediği öfkesi ve halleri oldu. Muhtemelen yeni döneme da cezalı girecek… Bu türlü bir hocaya Galatasaray Yönetimi’nin beş yıllık kontrat yapması son derece doğal… O kontrata bile gerek yok. Allah sıhhat versin, eli-ayağı tuttukça, Galatasaray’da kalır. Altına genç hocaları alır, tekrar kalır. Kalmalı da… Aslında Galatasaray’da her yol Fatih Terim’e, Fatih Terim de şampiyonluğa çıktığına nazaran, bir öbür yol bulmaya ya da bir öbür yol aramaya hiç gerek yok.
Bu takımla bu kadar
Ersun Yanal, Fenerbahçe’yi 15. haftada 14 puanla, 17. sırada aldı. Yani son sıradan bir üstte… Ersun Yanal’la Fenerbahçe, ligi 46 puanla 6. sırada bitirdi.
Bu takım Ersun Yanal’ın değil… Orta transferde alınanlar, piyasada kim varsa onlar… Ersun Yanal, “İkinci yarıyı başkan bitireceğiz” dedi. Kelamını tutamadı fakat Fenerbahçe’ye de düzgün bir ivme kazandırdı. Elbette daha fazlası istenip, bekleniyor. Ne var ki bu takımla bundan fazlası çok sıkıntı…
Bir ‘süper’ geliyor gibi
Fenerbahçe’nin transfer ettiği İranlı genç oyuncu Allahyar’ın kısa manzaralarını internet ortamında izledim. Topa fevkalade vuruyor. Tek sözle fevkalade vuruyor. Şayet bu kısa imajlar beni yanıltmadıysa ve Allahyar’ın mart ayından beri devam eden kasık sakatlığı geçtiyse güya Fenerbahçe’ye üstün bir oyuncu geliyor üzere…
Unutulmaz
Bu dönem gayesinin uzağında kalsa bile; Beşiktaş’ın Şenol Güneşli yıllarında…
-Üst üste gelen o iki güzelim şampiyonluk…
-UEFA Avrupa Ligi’nde çeyrek final…
-Şampiyonlar Ligi’nde kümeden mağlubiyetsiz çıkış…
-Sahadaki şiirsel futbol…
Unutulmaz, unutulmaz…
Kaybolan yıllara yenisi mi eklenecek?
Futbolda Nihat Abi’nin (Özdemir) TFF kabinesi iyi-kötü aşikâr olmaya başladı. Radikal, ıslahata dönük bir işaret yok. Büyük ihtimalle, “Aman bir tatsızlık çıkmasın” kabinesi olacak. Yani “kaybolan yıllara” güya yenileri eklenecek.
Yılın yazgı adamı EPUREANU
Başakşehirsporlu Epureanu, bu dönemin tartışmasız “kader adamı”… Hem oynadığı maçlarla, hem oynamadığı maçlarla resmen “kader adamı”… Başakşehir’in kaçırdığı şampiyonlukta, Galatasaray’ın yakaladığı şampiyonlukta sahiden “kader adamı”… Niçin, sıralayalım:
-Başakşehir, Epureanu’nun oynadığı 22 maçta 10 gol yedi. Oynamadığı 12 maçta 12 gol yedi.
-Başakşehir, Epureanu oynadığında maç başına 2.3 puan, oynamadığında maç başına 1.6 puan topladı.
-Başakşehir, Epureanu alandayken % 68 galibiyet ortalaması (22 maç, 15 galibiyet), Epureanu yokkan % 40 (12 maç, 4 galibiyet) ortalaması ile oynadı.
-Başakşehir, bir savunma oyuncusu olmasına karşın Epureanu’nun oynadığı maçlarda, maç başına 1.6, Epureanu’suz oynadığında, maç başına 1.1 gol attı.
Bu Epureaunu ligin “kader adamı” olmasın da kim olsun?
Hakemlerin skandal sezonu
Geride kalan dönemde olumsuz manada lige damgasını vuran hakemler oldu. O denli ki; derinden, hatta damardan sonuçları ve sıralamayı etkilediler. “Hakemin taktir hakkı-hakemin yorumu” tarifini yerle bir eden kararlar verdiler. Kendilerine VAR sistemi de katılınca, hakemler ismine adeta yüz kızartıcı, skandal bir dönem geride kaldı. Bu dönem; çok şeyle birlikte hakem yanlışları ve VAR uygulamalarıyla da anılacak, hatırlanacak.
Nefes nefese
Ben bu türlü bir son hafta görmedim. Maçların bitmesine yalnızca 5 dakika vardı ve düşecek iki ekip şimdi muhakkak değildi. Avrupa’da bu türlü son dakikaya kadar devam eden bir yarış oldu mu, hiç sanmam.
Hangi kulübe hangi müzik?
Biraz magazin yapalım, grupları tatile birer müzik ile uğurlayalım.
-Galatasaray: Aboneyim abone
-Başakşehir: Ellerim bu türlü boş, boş mu kalacaktı…
-Beşiktaş: Bak batıyor yeniden akşam güneşi…
-Trabzonspor: Sen anlat Karadeniz…
-Malatya: Malatya, Malatya bulunmaz eşin…
-F.Bahçe: Bir teselli ver…
-Antalya: Akdeniz akşamları…
-Alanya: Buruk acı
-Konya: Yazgımda daima hoşu aradım…
-Rizespor: Çayeli’nden öteye…
-Sivas: Sivas’ın yollarına…
-Kayseri: Ah ile vah ile geçti ömrüm…
-Ankaragücü: Hüdayda da Ankaralım Hüdayda…
-Kasımpaşa: Evvel elimden tuttu, sonra bıraktı baht…
-Göztepe: Bugün benim doğum günüm…
-Bursaspor: Yazgı diyemezsin, sen kendin ettin…
-Erzurumspor: Yiğidim aslanım burda yatıyor…
-Akhisar: Dönülmez akşamın ufkundayız…