Karaçoban ilçesine bağlı Molladavut köyünde yaşayan Ö.T.’nin PKK/KCK terör örgütünün dağ takımına katıldığının tespit edilmesi üzerine soruşturma başlatıldı. Soruşturma devam ederken, Bingöl’de 21 Ağustos 2016’da yapılan operasyon sırasında ‘Azad Farkın’ kod isimli Nevzat Gündüz isimli terör örgütü yöneticisine ilişkin döküman ve dijital bilgiler ele geçirildi. Bunlar üzerinde yapılan incelemede Ö.T. ile anne ve babasının bilgileri çıktı. Bunun üzerine gözaltına alınan Ö.T., aktif pişmanlık kararlarından yararlanarak itirafçı oldu.
Örgüte katılma sürecini tek tek anlatan Ö.T. hakkında Erzurum 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. ‘PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olma’ kabahatinden 15 yıla kadar mahpusu istenen Ö.T.’ye verilen cezada aktif pişmanlık yasası yeterince indirim yapılması talep edildi. Hazırlanan iddianamede Ö.T. örgüte katılma sürecini şöyle anlattı:
“Terör örgütüne iştirak yaptıktan sonra Irak ülkesinin kuzeyinde PKK kamplarında faaliyet gösterdim, bunun haricinde yurt dışına çıkış-giriş yapmadım. Hiç okula gitmedim. Bekarım ve 6 kardeşim var. Aile fertlerimden benim haricimde PKK terör örgütünün kırsal alanına iştirak yapan olmadığı üzere, terör cürmünden ötürü cezaevinde yatan kimse de yok. Molladavut köyünde ailemle yaşarken, birebir köyden Ş. ve D. 2014 yılı içerisinde örgüte katıldılar. Tıpkı yılın sonbahar aylarında köy mescidinin hoparlörlerinden tüm köy halkının öğlenden sonra köy mescidinde toplanması için anons yapıldı. Ben de mescide gittim. Köydeki çabucak hemen tüm genç kızlar ve erkekler mescide gelmişlerdi. Bir süre sonra camiye silahlı, uzun uzunluklu, esmer derili, siyah saçlı, zayıf yapılı ‘Çektar’ olarak hitap edilen bir örgüt mensubu ile sivil giysili 40-45 yaşlarında, orta uzunluklu, kilolu, esmer, ak saçlı, saçının ön kısmı kısmen dökülmüş ‘Hafit’ olarak hitap edilen şahıslar geldi. Mescitten anons yapan bu iki kişiydi. Çektar, bize gençlerin örgüt mensupları ile irtibatlı olmalarını, örgüt mensuplarının bulundukları bölgelere gelip gitmelerini, yardım istediklerinde örgüt mensuplarına yardım etmemizi, gereksinim olduğu durumda kadın-erkek gençlerin örgüte katılmalarını ve hizmet etmelerini söyledi. Bunun üzerine mescitte bulunanlar Çektar’a iştirak yapmak istemediklerini söylediler. Çektar bu kelamlar üzerine bağırarak, ‘Sizler ister kabul edin, ister kabul etmeyin gereksinim duyulduğunda istekli ya da zorla örgüte katılacaksınız’ dedi. Yapılan anons üzerine mescide toplantıya giden gençleri köyün yaşlıları, ‘Sakın gitmeyin, katılmayın, sizleri görmesinler’ diye uyardılar. Bu konuşmadan sonra Çektar ve Hafit köy çıkışında bekleyen siyah renkli araca bindiler. Bu şahıslar ayrıldıktan sonra köyün yaşlıları bizlere kızdılar. ‘Biz sizi uyardık, neden toplantıya katıldınız? Bunların kelamlarına inanmayın. Kimse kırsala gitmesin, giden olursa da yanlış yapar, kendisi bilir’ dediler.”
‘5-6 GÜN SONRA ÇEŞMEYE GELDİLER’
Dağa kaçırılmasını ve götürüldüğü terör örgütü kamplarını, verilen eğitimleri de anlatan Ö.T., şunları söyledi:
“Yaklaşık 5-6 gün kadar sonra akşam saatlerinde köyün çeşmesinde bulunduğum sırada yaya bir biçimde ve silahlı olarak Çektar ve diğer bir örgüt mensubu yanıma geldi. Çektar, ‘Seni dağa götüreceğiz, bize seni akraban olan Ş. tavsiye etti. Sakın bağırma, bağırırsan köyü başımıza toplarsın, bu türlü yaparsan ihanet edersin, bizimle birlikte geleceksin’ dedi. Ben korktuğum için bağıramadım. Çektar ile yanında bulunan örgüt mensubu beni zorla yaya bir biçimde 3-4 saat kadar dinlenmeden bilmediğim bir yere götürdüler. Daha sonra bir araç geldi, ona bindik. Araç ile 4 saat sonra makûs yollardan bir yere geldik. Araç yol üzerinde durdu ve içerisine 13-14 yaşlarında iki kız bindi. Bir gece bir konutta konakladık. Sonraki gün 5-6 saat kadar yürüdükten sonra bir noktada silahlı, yüzü kapalı bayan örgüt mensubu ile yanında bulunan sivil giysili iki bayan ile buluşarak yürümeye devam ettik. Birbirimiz ile konuşmamamız konusunda daima olarak örgüt mensuplarınca ikaz ediliyorduk. Bir mühlet sonra ormanlık ve dağlık yerde bulunan örgütün ismini bilmediğim kampına geldik. Bu kamptan sonra Zap kampı olarak belirtilen yere geldik. Kampın içerisinde konut tipi barakalar ile 100-150 kadar silahlı örgüt mensubu gördüm. Beni ve yanımda bulunan bayanları alarak Beritan olarak söyledikleri, yalnızca bayan örgüt mensuplarının bulunduğu kampa götürdüler. Bu kampta 10-12 kişi gördüm. Bizi bu kampa yerleştirdiler.”
‘1 YIL SONRA HASTALANDIM’
Zap kampında spor, silah ve siyasi-ideolojik eğitim gördüğünü aktaran Ö.T., kendisine ‘Gülistan’ kod isimli terörist tarafından ‘Bınewş Güneş’ kod ismi verildiğini belirtti. Akabinde örgütün Metina kampına götürüldüğünü anlatan Ö.T., “Metina kampında 500-600 civarında silahlı örgüt mensubu bulunuyordu. Bu kampta eğitim işi yoktu, çevreyi tanıyarak nöbet tutuyorduk. Yaklaşık olarak bu kampta 1 yıl kadar kaldıktan sonra hastalandım. Beni bir meskene götürerek tedavi etmeye çalıştılar. Hastalığım ağırlaştıkça yanımda bulunan örgüt mensupları ile tartışıyordum ve ‘Beni konutuma gönderin’ diyordum. 2015 yılı Ağustos ya da Eylül ayları olabilir, bulunduğum meskendeki örgüt mensupları benim rahatsızlığım artınca babam ile irtibata geçmişler, örgüt mensupları beni bir araca bindirerek Irak-Türkiye hududunda bir noktaya getirerek babama beni teslim ettiler. Babam ile birlikte Karaçoban ilçesine geri döndüm. Geri döndükten kısa bir müddet sonra kayıp müracaatında bulunarak kimlik çıkarttım. Benim örgüt içerisinde göstermiş olduğum faaliyetlerim bunlardan ibarettir” dedi.