İzmir’de yaşayan C.E. (42) ile B.H. şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşandı. Çiftin erkek çocukları A.E.’nin velayeti anneye verildi. A.E. hafta sonları babasında kalmaya başladı. A.E. geçen yıl bir hafta sonu dönüşünde annesi B.H.’ye babasının kendisine cinsel istismarda bulunduğunu anlattı. Olayı duyan B.H.’nin birinci eşinden olan kızı A.H., C.E.’nin 11 yaşındayken kendisine de cinsel istismarda bulunduğunu ve kimseye anlatmaması için tehdit ettiğini söyledi.
Bunun üzerine polise giden B.H. eski eşinden şikayetçi oldu. Çocuk İzleme Merkezi’nde (ÇİM) sözü alınan A.E., babasının yanında kaldığı vakitlerden kendisine yaptıklarını anlattı. A.H. de emniyetteki tabirinde yıllar evvel üvey babasının istismarına maruz kaldığını söyledi. Polis takımları C.E.’yi üvey kızı ile oğluna cinsel istismarda bulunduğu teziyle gözaltına aldı. C.E. suçlamaları kabul etmeyerek eski eşinin çocuğunun velayetini almak için kendisine iftira attığını söyledi. Adliyeye sevk edilen C.E., tutuksuz yargılanmak üzere hür bırakılırken, hakkında ‘çocuğun nitelikli cinsel istismarı’ cürmünden dava açıldı.
SANIK HAKİM KARŞISINDA
İzmir 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuksuz sanık C.E., mağdur iki kardeş, anne B.H., Aile, Çalışma ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı avukatı Müjgan Bilgen İtina ile tarafların avukatları katıldı. Duruşmada savunmasını yapan ve eski eşinin kendisine iftira attığını tez eden sanık C.E., “Oğlum hafta sonları bende kalır. Benim kendisine bu hareketleri yapmam mümkün değil. O benim canımdır. Annesiyle velayeti yüzünden tartışmalarımız oldu. Oğlumu Antalya’ya göndermesine karşı çıktım. Bu yapılan bir algı operasyonudur. Benim adımı bu halde kirletip, oğlumla bağlantımı kesmek istemektedir. Ben iddianameyi bile okuyamadım. Çok nahoş şeyler yazıyordu. Suçlamaları muhakkak kabul etmiyorum” dedi.
‘TEHDİTLERİ SONRASINDA MÜDAFAA KARARI ALDIRDIM’
Anne B.H. ise sanığın kendisini bu olayla ilgili tehdit etmesi üzerine müdafaa kararı aldırdığını, C.E.’nin tutuksuz yargılanmasına bir mana veremediğini belirterek, “Oğlum hafta sonu döndüğünde olağan değildi. Konuştuğumda babasının yaptıklarını anlattı. Yanımda kızım da vardı. ‘Anne yanlışsız söylüyor, 11 yaşındayken bana da birebiri yaptı’ dedi. Bunun üzerine şikayetçi oldum. Sanık beni arayıp ‘Çocuk Şube polisi beni arıyormuş. Şayet bunun altından sen çıkarsan bunun girişi de olur, çıkışı da. Sonunu sen düşün artık’ diye tehditte bulundu. Ben de müdafaa kararı aldırdım. Velayet için iftira attığımı söylüyor. Benim bunları çocuğuma ezberletip söyletmem mümkün değil. Ders çalıştırırken, saatlerce bir şeyi öğretmeye çalışıyorum. Sanıktan şikayetçiyim ve tutuklanmasını talep ediyorum” diye konuştu.
Mağdurlardan A.E., İsimli Görüşme Odası’ndan SEGBİS’le duruşma salonuna bağlanarak pedagog eşliğinde yaşadıkları anlattı. Sanığın üvey kızı ise 11 yaşında olduğu devirde C.E.’nin yaptıklarını korktuğu için anlatamadığını belirterek, “Kardeşime inanmazlar diye sustuğum şeyleri söyledim” dedi.
‘TUTUKLU YARGILANSIN’ TALEBİNE RET
Duruşmaya katılma talebinde bulunan Aile, Çalışma ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı avukatı Müjgan Bilgen İhtimam, sanığın tabirinin gerçeği yansıtmadığını, olay nedeniyle boşandığı eşini tehdit etmesi ve muhafaza kararı verilmesinin sanık için tutuklanma münasebeti sayılması gerektiğini söyledi. İtina, mağdurlar ve tehdit edilen B.H.’nin korunması ismine sanığın tutuklanmasını istedi. Savcı ise belgedeki eksikliklerin giderilmesini ve sanığın tutuksuz yargılanmasını talep etti.
Mahkeme heyeti, Bakanlık avukatının müdahil olma talebini kabul ederken, sanığın tutuksuz yargılanmasına karar verdi. Belgedeki eksikliklerin giderilmesi için duruşma ertelendi.