Bayraklı ilçesinde oturan Aslıhan Sinem Çiçek, geçen yıl 26 Temmuz’da Bornova’da iş görüşmesine gitmek için meskenden çıktı. Meskene dönmeyen Çiçek’e ulaşmayan babası Serdar Çiçek, polise kayıp müracaatında bulundu. Gruplar, Çiçek’in Ege Üniversitesi Hastanesi’nde olduğunu tespit etti. Çiçek, bir gün sonra hastanede hayatını yitirdi. Polis, Çiçek’in vefatına ait Burak Kaya’yı gözaltına aldı. Çiçek’in telefonu üzerinde bulunan Kaya, sorgusunda kendisinin öldürmediğini söyledi. Kaya, akabinde ‘gasp’ kabahatinden tutuklandı. Polis, Çiçek’in son olarak beyaz hafif ticari bir araca bindiğini tespit etti.
2 KUŞKULU GÖZALTINA ALINIP, BIRAKILDI
Aracın geçtiği noktaları inceleyen takımlar, Cem A.’ya (27) ulaştı. Belirlenen adrese operasyon yapan polis, şüpheliyi gözaltına aldı. ‘Nitelikli cinsel saldırı’ suçlaması ile adliyeye sevk Cem A., isimli denetim kaidesiyle hür bırakıldı. Ayağına elektronik kelepçe takılan Cem A.’ya, konutunu terk etmemek başta olmak üzere yurt dışına çıkma yasağı konuldu. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan Cem A.’nın kuzeni Diyar A. da mahkemece isimli denetim koşulu ile özgür bırakıldı. Burak Kaya için istenilen isimli tıp raporunda ise kanında ve idrarında uyuşturucu unsur tespit edildi. Kaya, 27 Ekim’de savcının istemiyle yurt dışı çıkış yasağıyla tahliye edildi. Lakin Kaya, ilerleyen süreçte öbür bir cürümden karar giyerek cezaevine girdi.
‘OLASI KASTLA ÖLDÜRME’ CÜRMÜNDEN KOVUŞTURMA YOK
Soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, şüphelilerden Cem A. hakkında ‘nitelikli cinsel saldırı’ ve ‘kişiyi hürriyetinden mahrum kılma’ kabahatlerinden 19 yıla kadar, Burak Kaya için ‘yağma’ kabahatinden 15 yıla kadar mahpus cezası talep edildi. Bunun yanında sanıklar hakkında ‘olası kastla öldürme’ hatasından ise kovuşturmaya yer olmadığı belirtildi. Sanıklar, İzmir 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaya başladı.
‘NEFESİMİZ KALMADI, ADALET İSTİYORUZ’
Baba Serdar Çiçek, “Sanıklardan Cem A., saat 14.00’te kızımı aldığını söylüyor. Lakin kamera kayıtlarında 16.00’da araca aldığı görünüyor. Akşam 19.00 civarlarında kızımın kendi isteği ile ayrıldığını söylüyor. Bunlar, kamera kayıtlarından tespit edildi. Sanıkların çelişkili sözleri var. Burak Kaya ise şu an öteki bir hatadan ötürü cezaevinde. O da tabirinde, 21.30- 22.00 civarlarında otoyolda aksi tarafta kızıma tesadüfen denk geldiği söylüyor. Denk gelmesi mucize olur. ‘Araç çarpmasın diye kız kardeşime yardım ettim’ diyor. Motosikleti bırakıp, akaryakıt istasyonuna su ve ayran almaya gittiğini söylüyor. Bu da çok saçma. Fakat bunlara karşın tutuklanma talebimiz reddedildi. Sonuna kadar olayın takipçisi olacağız. Peşini bırakmayacağız” dedi. Ramazan Bayramı’na hüzünlü gireceklerini belirten Çiçek, “Bize bayram gelmedi. Ne bu bayram ne bundan sonraki bayramlar. Zira nefesimiz kalmadı. Adalet istiyoruz” diye konuştu.
‘ACIMI KİMSEYE ANLATAMAM’
Anne Remziye Çiçek de “Bize bayram gelmiyor ki. Kızımın katilleri dışarıda geziyor. En ağır cezayı almalarını istiyorum. Benim kızım toprağın altında. Ağlamaktan, bağırmaktan, haykırmaktan sesim kısıldı. Benim kızım ölmüş, acımı kimseye anlatamam. Kızımı dövmüşler, darp var. Her şey muhakkak ancak dışarıda geziyorlar. Daima bir palavra söylüyorlar. Kızıma bunu yapanların en ağır cezayı almalarını istiyorum. Aksi takdirde içim rahat etmeyecek” dedi.