Çavuşoğlu, Konya’da bir otelde Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından düzenlenen Yurtdışı Din Hizmetleri Konferansı’nda, teşebbüsçü ve insani dış siyasetle dünyanın tüm sorunlarında kelam sahibi olmaya çalıştıklarını söyledi.
Yurt dışı hizmetindeki Diyanet İşleri Başkanlığı işçisinin birebir vakitte dünya barışına da kıymetli katkı sağladığını lisana getiren Çavuşoğlu, önümüzdeki periyotta daha yakın iş birliği içinde çalışmanın dileği içinde olduklarını vurguladı.
“POPÜLİZMDEN KAYNAKLANDIĞINI DÜŞÜNÜYORUZ”
“İslam aykırılığı bugün bir modadır.” diyen Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
“İslam aksiliğinin sebeplerine baktığımız vakit, bunu savunanların ortaya inandırıcı ve tatmin edici bir argüman koyamadığını görüyoruz. Bunun popülizmden kaynaklandığını düşünüyoruz. Maalesef bugün popülizmden beslenen siyasi partilerin hatta siyasetçilerinin ve medyanın, İslam ve göçmen düşmanlığını körüklediğini görüyoruz. Bu, yalnızca birkaç yıldır yaşadığımız olaylarla bedellendirilemez. Bakınız 1993 yılında Solingen’de yaşanan 5 vatandaşımızın canlı canlı yakılması, birinci gördüğümüz emarelerden bir adedidir. Tekrar 2000 ile 2007 ortasında NSU davası dediğimiz o süreçte 8’i vatandaşımız, göçmen kökenli 10 kişinin katledilmesi, sistematik bir biçimde öldürülmesi diğer bir boyuttur.”
“MÜSLÜMANLARIN YANINDA OLMAMIZ GEREKİYOR”
Çavuşoğlu, 15 Mart’ta Yeni Zelanda’da Cuma namazını eda etmek için mescide gidenlerin katledildiğini anımsatarak, şöyle devam etti:
“Orada vatandaşlarımızın katledilmesi diğer bir örnektir. Biz, Yeni Zelanda’daki cami saldırısı ile Sri Lanka’daki kilise saldırısını ayırt etmiyoruz. İkisi de hain ve terör taarruzudur ancak bugün dünya maalesef bizim üzere bakmıyor. İdeolojisinden, kendi görüşünden, kendi inancından bakıyor lakin biz o denli bakmıyoruz. Bugün İslam düşmanlığının da antisemitizmin de yahut Hristiyan aykırılığını da dahil her türlü aksiliği reddediyoruz. İnancımız gereği reddediyoruz ve insanlık hatası olarak görüyoruz. İşte bizim dışımızdaki inanca sahip olan herkesi de bu açıdan baktırmayı başardığımız vakit esasen bu olumsuz trendi daima birlikte geriye çevirebiliriz. Alışılmış ki vatandaşlarımızın, Müslümanların karşı karşıya kaldığı ataklar olduğu vakit biz de devlet olarak sizlerle birlikte üzerimize düşeni yapmamız gerekiyor. Özelikle tüzel alanda vatandaşlarımızın ve Müslümanların yanında olmamız gerekiyor. Ayrıyeten siyasilere ve de sivil toplum örgütlerine medyaya bu gidişatın çok tehlikeli olduğunu, kendilerini de çok tehlikeli bir mecraya sürüklediğini uygun anlatmamız gerekiyor.”
Dünyanın toplumsal medyada ikilem yaşadığına işaret eden Çavuşoğlu, “Bir taraftan tabir özgürlüğü öbür taraftan toplumsal medyanın Yeni Zelanda da gördüğümüz üzere terör hareketleri dahil her türlü insan hayatını etkileyecek olumsuz alanlarda nasıl kullanıldığını tartışıyor. ‘Bu dengeyi nasıl kurabiliriz’ tartışmaları var. Bugün Avrupa Kurulu, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler üzere hatta Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) üzere örgütler bu mevzuda çok uğraş sarf ediyor, baş yoruyorlar. Bugün biz çoğulculuğu ve üniversal kıymetleri inancımız gereği ön plana çıkarmazsak bu uğraşlar da yarım kalabilir. Yani sonuçsuz kalabilir. Bugün alanda da somut adımlarla tedbirler almak için efor sarf etmemiz lazım.” tabirlerinin kullandı.
“AVRUPA KURULU, SREBRENITSA SOYKIRIMINI BİRİNCİ KEZ ANACAK”
Çavuşoğlu, Türkiye’nin milletlerarası örgütler nezdinde çok faal efor sarf ettiğine dikkati çekerek, “İki yıl Meclis Başkanlığını yaptığım Avrupa Kurulunun temel vazifesi, insan hakları, demokrasi, özgürlükler ve hukukun üstünlüğünü savunmaktır. Ayın 11’inde Srebrenitsa soykırımı ile ilgili Avrupa Kurulu’nda anma merasimi düzenleyeceğiz. Avrupa Kurulu, bugüne kadar Holokost ve tarihte yaşanan öbür olumsuz gelişmeleri anıyordu. Srebrenitsa soykırımını birinci sefer anacak biz de buna katkı sağlıyoruz.” dedi.
“BM, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı, Avrupa Birliği üzere kurumlar nezdinde uğraş sarfediyoruz.” diyen Mevlüt Çavuşoğlu, şunları söyledi:
“İslam İşbirliği Teşkilatının ve üyelerinin bu bahiste daha hassas olması için Türkiye olarak nitekim farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Yeni Zelanda saldırısından sonra çabucak İslam İşbirliği Teşkilatı İcra Komitesi Dışişleri Bakanları Toplantısı’nı İstanbul’da gerçekleştirdik. Cumhurbaşkanımız açılış konuşmasını yaptı. Orada aldığımız kararlar çerçevesinde mevzuyu BM’ye taşıdık. Oradan da çok manalı bir kararı Genel Konseyde kabul ettirdik. Oraya şahsen giderek karar tasarısında Dışişleri Bakanı olarak sunduk, oy birliği ile kabul ettirdik. Bu gayretlerimizi önümüzdeki süreçte de her seviyede sürdürmemiz yalnızca bizim için değil tüm Müslümanlar için güzel olacaktır. Bu gayretleri artırmamız lazım.”
“BAZI AVRUPA ÜLKELERİNDE ORTAK EĞİTİME GEÇMEK İSTİYORUZ”
Diyanet İşleri Başkanlığının yurt dışındaki çalışmalarıyla örnek gösterildiğini aktaran Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
“Bugün Avrupalı muhataplarımıza ve bilhassa de İslam yasasını kabul eden Avusturya’daki muhataplarımıza, Diyanet İşleri Başkanlığı din müşavirlerimizle din görevlilerimizin misyon yapmasını istemeyenlere karşı bir soru soruyoruz; ‘Ülkenizde bir tane radikalleşen terör örgütüne katılan bir tane Müslüman Türk var mı?’ Avusturya, Almanya ve Hollanda’dan aldığımız tüm yanıt, ‘hayır bir tane dahi görmedik.’ Onlar bize bunun sebebini soruyorlar. Sebebi; Diyanet İşleri Başkanlığımızla bugüne kadar yaptığımız iş birliğidir. Diyanet İşleri Başkanlığı vazifelilerinin İslam’ı vatandaşlarımıza gerçek formda öğretmesi sayesindedir. Bunu söylediğimizde de hepsi hakkı teslim ediyor. O nedenle Avusturya’da kimi zorlukları yaşadık lakin yeni formüller buluncaya kadar da farklı vakıflar üzerinden ve başka prosedürlerle devam ettirmeye çalışıyoruz. Artık bilhassa birtakım Avrupa ülkelerinde ortak eğitime geçmek istiyoruz. Onlar da buna sıcak bakıyor. Yani o ülkelerde imam hatiplerin yetiştirilmesi için gayret sarf ediyoruz. Marmara Üniversitesi ile Strazburg’da bir ilahiyat fakültesinin kurulması için Fransa nezdinde temaslarımız devam ediyor. Bu mevzuda Fransa ve ilgili üniversite olumlu karşılık vermiştir.”
Diyanet İşleri Lideri Ali Erbaş da konferansa katılan Çavuşoğlu’na teşekkür etti.
Bu yıl konferansın 8’incisinin düzenlendiğini anımsatan Erbaş, şöyle konuştu:
“Yurt dışından 100’ü aşkın ülkeden ataşe, müşavir ve koordinatörlerimizle 4 günlük toplantıyı bugün nihayete erdirmek üzereyiz. Bu yıl, İslam’a karşı global meydan okumalar bağlamında yeni stratejiler konusunu müzakere ettik. Yurt dışında 2 bin 500’e yaklaşan mensubumuz var. Görevlilerimize buradan yaptığımız müzakereler sonucunda almış olduğumuz kararları, sonuçları onlarla paylaşacağız. Başta İslam’a karşı global meydan okumalar bağlamında ‘yeni stratejiler olmak üzere daha nitelikli din hizmetini nasıl götürebiliriz, yurt dışındaki millet varlığımızın gençlerine ve çocuklarına daha nitelikli din eğitimini nasıl verebiliriz, hakikat dini bilgiyi nasıl ulaştırabiliriz’ bu bahiste çok verimli bir toplantı oldu.”
Programa, Vali Cüneyit Orhan Toprak, AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Sorgun, Büyükşehir Belediye Lideri Uğur İbrahim Altay, AK Parti Vilayet Lideri Hasan Angı, Vilayet Müftüsü Ahmet Poçanoğlu, Diyanet İşleri Başkanlığı müşavir ve ataşeleri katıldı.