Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati açıklamasında şu tabirleri kullandı: “Salgının, savaşın, iklim, besin ve güç krizlerinin adeta kol kola girdiği; her geçen gün jeopolitik tansiyonların global resesyon beklentilerini beslemeye devam ettiği bir süreçte Türkiye, bu global riskleri bertaraf etmenin yanı sıra yeni şartların getirdiği yesyeni fırsatlara da odaklanmış durumdadır.
İşte Türkiye İktisat Modeli, global iktisatta dönüşümler yaşanırken, ülkemizi geleceğe istikamet veren birinci 10 iktisattan biri haline getirmek; katma kıymetli üretim gücümüzü tahkim edip orta gelir tuzağını aşmak için hakikat vakitte atılmış isabetli bir adımdır.
Türkiye İktisat Modeli, global ezberlerin bozulduğu bir süreçte, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, ülkemizin tekrar ezberleri bozarak ve miadı dolmuş acı ilaçları bir kenara koyarak, Türkiye Yüzyılı vizyonumuza hakikat çizdiği kendi rotasıdır.
Bu rotanın güzergahı yatırımdan geçiyor. Yesyeni iş ve istihdam fırsatlarından, yüksek teknolojili, katma kıymetli üretimden ve artan ihracattan geçiyor.
Bu rotanın güzergahı kapsayıcı, güçlü, sürdürülebilir ve istikrarlı büyümeden, cari fazla veren bir iktisattan geçiyor.
Nitekim, uygulamaya başladığımız daha birinci yıldan itibaren modelin meyvelerini almaya başladık. Türkiye, çoklu krizlerin üst üste geldiği 2022 yılında dahi yüzde 5,6 büyüme kaydetmeyi başararak G-20 ülkeleri ortasında en süratli büyüyen ülkelerden biri olmuştur.
Üretim ve yeni istihdam alanlarının artması için büyük ehemmiyet arz eden makine ve teçhizat yatırımlarındaki büyümeyi tam 13 çeyrekten bu yana kesintisiz sürdürüyoruz.
Uyguladığımız aktif siyasetler sayesinde Türkiye, salgın sonrası periyotta güçlü toparlanma kabiliyeti gösteren ekonomilerden biri olmuştur. Yeni yatırımlarla birlikte üretim artışı istihdamda da ülkemizi yeni doruklara taşımış, salgın periyoduna nazaran 6,8 milyon insanımız istihdama katılırken bu yılın Ocak ayında 31,8 milyon bireyle istihdamda tarihi yüksek düzey yakalanmıştır.
Yüksek büyüme performansımızın en değerli bileşenlerinden biri de tartışmasız üretim gücümüzdür. Teknoloji ağır ve katma kıymetli üretime büyük ehemmiyet veriyoruz. Hakikaten sağladığımız dayanaklarla sanayi katma kıymetinin ulusal gelirdeki hissesi değerli artış kaydetmiş ve yüzde 27’ye ulaşmıştır.
İhracatçılarımızın global konjonktürü ve ülkemizin diplomatik gücünü avantaja dönüştürmesiyle ihracat sayılarımızı da Cumhuriyet tarihimizin rekor düzeylerine taşıdık. Türkiye, bugün 228 ülke ve bölgeye ihracat yapan, Şubat 2023 prestijiyle yıllık 254,8 milyar dolar ihracat gerçekleştiren bir pozisyondadır.
Turizmde de yeni rekorlara yönelmiş durumdayız. Ülkemizi 2022 yılında 51,4 milyon kişi ziyaret etmiş, 46,3 milyar dolar turizm geliri elde edilmiştir. Böylece turizmin altın yılı olan 2019 yılı performansı aşılmıştır. Turizmde elde ettiğimiz bu güçlü eğilimi uyguladığımız turizm çeşitlendirme faaliyetleriyle sürdürmeyi ve 2023 yıl sonunda 60 milyon ziyaretçi ile 56 milyar dolar gelir elde etmeyi hedefliyoruz.
Ocak 2023’te yıllık cari süreçler istikrarı milletlerarası emtia fiyatlarındaki yüksek artışa bağlı olarak açık vermişse de altın ve güç hariç cari süreçler istikrarı düzgünleşme eğilimini sürdürmüş ve 51,7 milyar dolar fazlaya ulaşmıştır.
Ülkemizde yaşadığımız elim afetler sonrasında da Türkiye Yüzyılı vizyonumuzdan asla vazgeçmiyor, Türkiye İktisat Modelimizle ülkemizin kalkınması, insanımızın refah seviyesinin artırılması için kararlılıkla yol alıyoruz.”