Avukat Yusuf Çolak, “Müvekkilimiz Dina’yı daha evvel rastgele bir halde tanımıyordu. Münasebetiyle Dina’ya ziyan vereceği rastgele bir kanıt de belgede yoktur. Müvekkilimin cürmü işlemiş üzere kamuoyuna yansımasını kabul etmiyoruz. Soruşturmanın derinleştirilerek, Dina’ya rastgele bir müdahale edilmişse vefatına sebep olan şahısların yargı önüne çıkarılmasını talep ediyoruz” dedi.
Karabük Üniversitesi öğrencisi Gabon asıllı Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga’nın Filyos Çayı’nda 26 Mart’ta cansız vücudu bulundu. Olayla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında Dinabongho’nun vefatıyla ilgili ilişkisi olduğu düşünülen 3’ü yabancı, 8 kişi, farklı vakitlerde gözaltına alındı. Şüphelilerden 5’i savcılık sözünün akabinde, 3’ü ise isimli denetim koşuluyla özgür bırakıldı. Dina’nın vefatından evvel arabasına bindiği Dursun Acar da geçtiğimiz hafta içinde 3 kere gözaltına alındı. Emniyetteki süreçlerinin akabinde sevk edildiği savcılık tarafından tutuklama talebiyle 3 defa mahkemeye sevk edilen Dursun Acar mahkeme tarafından 3’ünde de isimli denetim koşuluyla özgür bırakıldı. 4’üncü kere gözaltına alınıp mahkemeye sevk edilen Dursun Acar, kuvvetli kabahat kuşkusu sebebiyle dün tutuklanarak cezaevine gönderildi.
AVUKATI İTİRAZ ETTİ
Dursun Acar’ın avukatı Yusuf Çolak, mahkemenin vermiş olduğu tutuklama kararına itiraz etti. Çolak, itiraz dilekçesini adliyeye gelerek Karabük Cumhuriyet Başsavcılığı’na sundu. Çolak, daha sonra gazetecilere açıklamalarda bulundu. Avukat Yusuf Çolak, “Gabon asıllı Dina isimli kişinin vefatıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında müvekkilimiz 4’üncü kere çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştır. Bu tutuklama kararının hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle itiraz ettik az evvel. Biz soruşturmanın birtakım konulara detay verilerek odaklanılması gerektiğini ve soruşturmanın genişletilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Şöyle ki müvekkilimiz dolaşarak yahut tesadüfen Gabon asıllı Dina ile karşılaşmıştır. Yardım amacıyla otomobiline alarak hastaneye götürmeye çalışmıştır. Müvekkilimle müsabakadan evvel birilerinden kaçtığı kamuoyuna yansıyan manzaralardan anlaşılıyor. Münasebetiyle daha öncesinden birilerinden korktuğu yahut korkutulduğu yahut rastgele bir şeye zorla sevk edildiğini anlıyoruz buradan.” tabirlerini kullandı.
DİNA’NIN 4-5 KİŞİ TARAFINDAN KONUTTA ZORLA TUTULDUĞU İDDİASI
Dina’nın şahit beyanlarına nazaran meskeninde 4-5 kişi tarafından zorla tutulduğunu tez eden avukat Çolak, “Daha sonra soruşturma evresinde verilen şahit beyanlarında Dina’nın 4-5 kişi tarafından konutundan çıkarılmaması için tutulduğunu ve şahit olarak tabir veren kişinin ‘polis çağırdım’ diyerek söz vermesi üzerine salıverildiğini ve bunun üzerine Dina’nın ayakkabı dahi giymeyen sokağa canını güç kurtarırcasına kaçtığını biliyoruz. Münasebetiyle soruşturmanın bu etapta o tarafta derinleştirilmesi kanaatindeyiz. Zira müvekkilimizin yardım etme kastı harici rastgele bir niyeti yoktur. Soruşturmanın tamamında müvekkilimizin vermiş olduğu sözlerin tümünde detaylı bir formda beyanlarda bulunmuştur. Müvekkilimize rastgele bir suçlama yapılması mümkün değildir. Dina’nın annesine ‘Beni burada öldürecekler, Sakarya Üniversitesi’ne geçmek istiyorum’ formunda ses kaydı attığını biliyoruz. Bu ses kaydından anlaşıldığı üzere birileri Dina’yı tehdit etmektedir. Bu tehdit eden şahısların kim olduğu araştırılmalıdır, bulunmalıdır ve yargı önüne çıkarılmalıdır. Tekrar Dina’yı meskene kapatan dışarı çıkmasını engelleyen şahısların kim olduğu tespit edilmelidir. Bu konuların Dina’nın vefatıyla direkt bağlantılı olduğunu düşünmekteyiz. Münasebetiyle soruşturmanın genişletilmesi gerektiğine inanıyoruz” diye konuştu.
‘DİNA’YI DAHA EVVEL RASTGELE BİR FORMDA TANIMIYORDU’
Avukat Çolak, soruşturmanın derinleştirilmesi gerektiğini belirterek, “Müvekkilimiz Dina’yı daha evvel rastgele bir biçimde tanımıyordu. Hasebiyle Dina’ya ziyan vereceği rastgele bir kanıt de evrakta yoktur. Müvekkilimin cürmü işlemiş üzere kamuoyuna yansımasını kabul etmiyoruz. Soruşturmanın derinleştirilerek nitekim Dina’ya rastgele bir müdahale edilmişse vefatına sebep olan şahısların yargı önüne çıkarılmasını talep ediyoruz. Bu konuya ait dilekçelerimizi başsavcılığa ilettik” dedi.
NEDEN GERİ DÖNDÜĞÜ SORULDU
Çolak, gazetecilerin, Dursun Acar’ın Dina’yı indirdikten sonra bir müddet uzaklaşıp akabinde tıpkı istikamete hakikat geri dönmesiyle ilgili soruya ise şöyle yanıt verdi:
“Müvekkilimiz Dina indikten sonra dere kenarına çok kısa müddetliğine yeniden Dina’nın apansız müvekkilimizin arabasından inmesiyle, başına bir şey gelmemesi için kaygı duyduğundan ötürü Dina’yı tekrar geri görebilme ümidiyle hareket etmiştir. Biz güvenlik kameraları ortaya çıkmadan evvel de Karabük-Safranbolu yolu üzerinde Dina’nın otomobilden indiğini, müvekkilimizin durduğunu ve rastgele bir biçimde müdahale etmediğini söylemiştik. Ortaya çıkan kamera imajları de aslında bunu takviyeler niteliktedir. Müvekkilimizin sözlerinde rastgele bir çelişki yoktur. Yöre halkı genel olarak 155 çizgisi yerine tanıdığı polis varsa bununla irtibata geçtiğini biliyoruz. Daha evvel de bu biçim ihbarlar oluyordu. Müvekkilim de olayla ilgili tanıdığı bir polis memurunu aramıştır. Polis de müsait olmadığı için telefonu meşgule atmıştır. Bu son derece olağandır. Buradan şunu anlıyoruz. Müvekkilimiz polise durumu ihbar etmeye çalışmış ve o niyetle hareket etmiştir.”