MÜJDE IŞIL- Televizyon seyircisinin beğenisini kazanan güldürü grupları sinemada da hatırı sayılır işler üretiyor. Kendi yıldız oyuncularını yarattılar, aslında bilinen kimi oyuncularını daha da popülerleştirdiler. Üslup olarak tiyatroya benzetildiler, tiyatronun sanat kimliğini/algısını düşürdüğü teziyle eleştirildiler de… Artık de televizyonlardan tanıdığımız güldürü grubunun imzasını taşıyan “Hava Muhalefeti” perdede…
Öncelikle şunun altını çizelim: BKM’nin yapımcılığını üstlendiği, Cet Demirer’in sineması “Bursa Bülbülü” dijital platformda yayınlanmıştı. Sıkıntı günler geçiren sinema salonlarını gözeten bir karar olmamıştı bu. Yeni sineması “Hava Muhalefeti”ni perdeye getirerek “sinemasever” bir tutum alıyor BKM.
Cemil Yıldırım, Türkiye Oluşum Partisi’nden milletvekili adayı… İstanbul’da yaşayan güçlü bir iş insanı fakat memleketi Ortanca’dan aday gösteriliyor partisi tarafından. Eşi Hatice ise Çikolata Yemeyen Çocuk Kalmasın Derneği’nin lideri ve bu derneği para işlerinde paravan olarak kullanıyor. Karısını aldatan Cemil, sevgilisi ile birlikte Bodrum’a giderken tıpkı uçakta Hatice’yi de görüyor. Cemil’in karısına yakalanmamak için attığı adım, tüm ülkeyi etkiliyor.
Filmin direktörü Murat Kepez, “Kolonya Cumhuriyeti”nde de politik mizaha soyunmuştu. Tekrar yazıp yönettiği “Hava Muhalefeti”nde ise daha bütüncül bir rota izliyor takım. Televizyondan tanıdığımız güldürü gruplarının sinemalarında mizah genelde skeç skeç güldürülerden beslenir. Yani TV gösterilerindeki güldürülerin bir husus etrafında birbirine bağlandığı öykü akışı izleriz. “Hava Muhalefeti” bu açıdan öncüllerinden çok daha profesyonelce bir senaryoya sahip. Kapalı alanda çekilmiş televizyon sineması havasını kırmak için çalışılmış, senaryo dinamiği ve süratli kurgu sayesinde başarılı da olunmuş.
Eskinin ZAZ güldürülerinden de ilham almış görünen “Hava Muhalefeti” için “Zübük”ün yenilenmiş versiyonu denebilir. Aziz Nesin’in siyasette yükselmek için her türlü hinliği deneyenleri hicvettiği yapıtı, Kemal Sunal’ın başrolünde olduğu sinemaya husus olmuştu ki bu sinema birçok Sunal güldürüsünün bilakis televizyonlarda görünmüyor. Yeni jenerasyonlar için güncellenmiş kıssada, ahlak yoksunluğu konusunda değişen bir şey yok aslında. Cemil’in ve akıl hocası eşi Hatice’nin kendilerini kurtarmak için buldukları her yol çarkıfelek üzere dönüşlerle dolu. Tüm sorun bu dönüşlerin sorgulanmaması ve herkesin kendi çıkarı doğrultusunda buna takviye vermesi. Partiler ortasındaki geçişler, yapılan pazarlıklar… Kelam konusu çıkar olunca ideolojik açıdan da bir fark görünmediğini vurguluyor sinema. Seçimlerde toplumsal medyanın gücü ve tıpkı vakitte çok bilgi kirliliği içinde her türlü manipülasyona açık olmak, sinemanın dikkat çektiği bir öbür kıymetli gündem hususu. Halkı kurban değil, yanlışı sorgulamadan yaptığı seçimleriyle sistemin devamlılığını sağlayan merkez olarak konumluyor “Hava Muhalefeti”. Her toplum layık olduğu formda yönetilir kelamının sağlamasını yapıyor bir bakıma.
Siyasal mizahı perdede tekrar görünür kılan “Hava Muhalefeti”nde Cemil rolünde Ali Sunal, Kemal Sunal’dan bayrağı devralarak yer yer merhum babasını anımsatıyor. Sunal’ın filmografisinin en tesirli performansını sergilediğini söylemek abartı olmaz. “Hava Muhalefeti”nde kurnaz eşi canlandıran Tabiat Rutkay da sinemadaki en baskın oyunculuğa imza atarken bol bol güldürüyor.
Vizyonda öne çıkanlar
“Renfield”: Kont Dracula efsanesine farklı ve mizahi bir yorum getiren sinema, vampirin yardımcısı Renfield’ın bağımlılık terapisi sayesinde efendisinden kurtulup özgür bir hayat kurma eforunu anlatıyor. Batman’in hata kenti Gotham gibisi bir kent atmosferi kuran sinemada Nicolas Cage’in Dracula performansı epey başarılı. Nicholas Hoult ve Awkwafina da kendisine eşlik ediyor.
“The Muhteşem Mario Bros. Movie/Süper Mario Kardeşler Filmi”: Brooklyn’li tesisatçı Mario, kardeşi Luigi’yi bulmak için destansı bir maceraya çıkıyor. Yurt dışında vizyona girdiğinden beri gişe canavarına dönüşen üretim, animasyon tarihinin en güzel açılış yapan sineması ve görüntü oyunu uyarlaması unvanının yeni sahibi oldu.