Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kibre, büyüklenmeye, böbürlenmeye, dar kadroculuğa ve milletten kopuşa sebep olan her türlü hastalığı bünyeden söküp atacaklarını vurgulayarak, “Bu biçimde birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi güçlendirdiğimizde, Allah’ın müsaadesiyle önümüzde duracak hiçbir güç yoktur. Ne hudutlarımıza yığılan teröristler ne onları üzerimize kışkırtan güçler ne yüzüme dost gözüküp ardımızdan kuyumuzu kazan riyakarlar amaçlarımıza ulaşmamıza pürüz olamayacaklar” diye konuştu.
ATO Congresium’da düzenlenen Hak-İş 14. Olağan Genel Heyet toplantısına katılan Erdoğan, “Dik dur eğilme emekçiler seninle” sloganları üzerine, “Hiç kaygınız olmasın. Dik duracağız, dikleşmeyeceğiz, yolumuza motamot devam edeceğiz” dedi. Erdoğan konuşmasında özetle şunları söyledi:
BU NASIL MANTIK?: (Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle ilgili) Bakanlıklarımızın ve kurularımız güçlü istikametlerini destekleyecek, zafiyet ortaya çıkan istikametlerini hızla değiştireceğiz. Cumhurbaşkanlığı bünyesinde bu değerlendirmeyi başlattık. Esasen bizim de kendi müşahedelerimiz, tespitlerimiz, teşhislerimiz ve tahlil formüllerimiz bu müddet içinde oluştu. Türkiye’nin cumhuriyet tarihindeki bu en kıymetli idare ıslahatını baltalama peşinde olanlara aradıkları fırsatı vermeyeceğiz. Milletimizin 16 Nisan halk oylamasıyla kabul ederek bize teslim ettiği bu emanete sonuna kadar sahip çıkacağız. Demokrasiye, ulusal iradenin üstünlüğüne, milletin tercihlerine hürmet duyan herkesin de artık yeni idare sistemi tartışmalarından uzak durması gerektiğine inanıyorum. Bu nasıl bir mantıktır, anlayıştır? Bir idare sistemi kuruyorsunuz, bunu millete götürüyorsunuz. Millet yüzde 52 ile buna evet diyor, çıkıyorsun, bunu tekrar bunu referanduma götürelim diyorsun. Bu nasıl bir siyaset anlayışı, nasıl bir yaklaşımdır?
SİZDEN ÖĞRENDİK: Diyorlar ki tek adamcılık. Tek adamcılık şayet buysa bunu biz sizden öğrendik. CHP zihniyeti demek tek adamcılık demektir. Valiler CHP’nin vilayet liderlerinden oluşuyordu. Bunu yaşadı bu ülke… Türkiye bütün bu tartışmaları çok uzun bir mühlet yaşamış, ıslahatını gerçekleştirmiş, tercihini ortaya koymuştur. Bundan sonra Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine daha ileriye nasıl taşırız, eksiklerini, aksaklıkları nasıl düzeltiriz, onun yollarını arıyoruz, aramalıyız.
KİBRE, BÖBÜRLENMEYE SON: Bugün birtakım dertler yaşıyorsak, bunun sebebini de yeniden burada arayacağız. Milletimizle olan gönül bağımızı güçlendirmek için çalışacağız. Hakka, hakikate, adalete, emanete, ehliyete, liyakate, istişareye daha çok değer vereceğiz. Kibre, büyüklenmeye, böbürlenmeye, dar kadroculuğa, bilhassa milletten kopuşa sebep olan her türlü hastalığı bünyemizden söküp atacağız. Bu halde birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi güçlendirdiğimizde, Allah’ın müsaadesiyle önümüzde duracak hiçbir güç yoktur. Ne hudutlarımıza yığılan teröristler ne onları üzerimize kışkırtan güçler ne yüzüme dost gözüküp ardımızdan kuyumuzu kazan riyakarlar amaçlarımıza ulaşmamıza mani olamayacaklar. O denli bir periyottan geçiyoruz ki ülke ve millet olarak yanlışsız adımlar atarsak bir anda çeyrek asır, hatta yarım asır öne geçmemiz mümkündür. Tam aksine yanlış adımlar atarsak da tıpkı biçimde çeyrek, yarım asır geriye düşmemiz kaçınılmazdır.
‘Heveslerini kursaklarında bırakacağız’
Demokrasimizi daha ileriye taşıyacak, iktisadımızı kahırlardan kurtarıp daha da güçlendirecek, bizi amaçlarımıza yaklaştıracak ıslahatları kararlılıkla hayata geçireceğiz. Birileri istediği yahut birileri daima gündeme getirdiği için değil, milletimizin beklentilerini karşılamak ve kendi programlarımızı hayata geçirmek için değişimi kesintisiz sürdüreceğiz. Türkiye’nin tökezlemesini ve hatta mümkünse yere kapaklanmasını bekleyenlerin heveslerini yeniden 17 yıldır daima yaptığımız üzere kursaklarında bırakacağız. Meydanı dışarıdan ve içerden bu millete diz çöktürmeye, bu ülkeyi esir almaya çalışanlara terk etmeyeceğiz. Yeni 15 Temmuzlara olduğu üzere, yeni 28 Şubatlara da fırsat vermeyeceğiz. Siyaset mühendisliği hesaplarının ulusal iradeye galebe çalamayacağını bir sefer daha göstereceğiz.