İstanbul Ticaret Odası (İTO) Lideri Şekib Avdagiç, İTO’nun haziran ayı olağan meclis toplantısında yaptığı konuşmada, İstanbulluların 10 gün sonra büyükşehir belediye başkanlığı seçimleri için sandık başına gideceğini kaydederek, böylelikle tekrarlanmasına karar verilen seçimin tamamlanacağını söyledi.
İş dünyası olarak seçimlerin huzur içinde geçmesini dilediklerini aktaran Avdagiç, “İstanbul üzere büyük bir metropolün hakikaten daha çok projeye muhtaçlığı var. Bugüne kadar ortaya konulan hizmetleri tamamlayacak, bir adım daha ileri taşıyacak projelere gereksinimi var.” diye konuştu.
Avdagiç, İstanbul’u tüccarların âlâ tanıdığını söz ederek, onların kentin her köşesinde yaşadığını, tüm ilçe ve caddelerdeki gelişmeleri gördüğünü anlattı.
Bu gözle bakıldığında İstanbul’un son 20 yılda çok değiştiğini aktaran Avdagiç, “İstanbul çok büyük projelerle tanıştı. Avrasya ve Marmaray tünelleriyle, metro ağlarıyla ulaşımda çağ atladı. Metrobüs hizmetiyle otobüs nakliyatında yeni bir periyot başladı. Ve son olarak yüz akımız büyük bir havalimanı devreye girdi.” sözlerini kullandı.
Avdagiç, çöpten itfaiye hizmetlerine, büyük parklardan iş dünyasının temel talebi olan altyapıya kadar kıymetli evrelerin kat edildiğini belirterek, İstanbul’un bir ticaret başşehri, iktisat cazibe merkezi, turizm kenti olarak ebediyen ileriye gitmeyi hak ettiğini vurguladı.
İstanbul’u, bunu başaracak bir liderin yönetmesini istek ettiklerini lisana getiren Avdagiç, İstanbul’u yönetecek liderden böylesi bir anlayışı hayata geçirmesini beklediklerini bildirdi.
“Gelişen ülke piyasalarına tekrar sıcak para girişi olabilir”
Avdagiç, global iktisadın gündeminde “ticaret savaşlarının” bulunduğunu belirterek, ayrıyeten teknoloji ve kur savaşları üzere alt cephelerin bulunduğunu söyledi.
Son gelişmelerin ABD ile Çin ortasındaki görüşmelerden kısa müddette olumlu bir sonuç çıkmayacağına işaret ettiğini lisana getiren Avdagiç, bu durumun global büyüme ve ticaretin önünde önemli bir mahzur üzere göründüğünü aktardı.
Avdagiç, global ekonomik savaşında kritik tarihin 29 Haziran olduğunu, ABD ve Çin devlet liderlerinin Osaka’daki G20 tepesi sırasında bu mevzuyu kapsamlı olarak ele alacağını, bir manada ya “tamam” ya da “devam” diyeceklerini kaydetti.
ABD ile Çin ticaret savaşının global iktisat üzerindeki tesirlerinin büyüdüğünü lisana getiren Avdagiç, Asya ve Avrupa’da üretim faaliyetlerinin mayısta değerli oranda azalmasının telaşları artırdığını bildirdi.
Avdagiç, beklenen ekonomik yavaşlama ve gerilemeyle, gelişmiş ekonomilerde yine bir nakdî genişleme sürecine girilebileceğini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Yine kur savaşları ile birlikte faizlerdeki düşüş, gelişen ülke piyasalarına yine sıcak para girişine neden olabilir. Biliyorsunuz, bu süreçte, ABD Merkez Bankası Fed’in de faiz indirimine gitmesi bekleniyor. Bütün dünya bu beklenti içinde. Ayrıyeten, gelişmiş ülke piyasalarında işgücü maliyetinin görece kıymetli hale gelmesi, gelişmekte olan ekonomilerinin rekabet gücüne olumlu katkı verebilir.”
“Türkiye ticaret savaşlarından birinci dalgada etkilenmeyecek”
Avdagiç, Türkiye’nin Çin ve ABD’nin tedarikçileri ortasında bulunmamasının ülkeye konjonktürel manada büyük avantaj sağladığını belirterek, “Dolayısıyla, Türkiye ticaret savaşlarının birinci dalgasından olumsuz etkilenecek ülkeler ortasında yer almayacağını düşünüyoruz. Bununla birlikte dolaylı olarak olumsuz ve olumlu etkilenme alanları mevcut.” dedi.
Bu kapsamda AB ülkelerinin ekonomilerindeki yavaşlamanın ve petrol ihraç eden ülkelerdeki pazarların daralmasının Türkiye’yi olumsuz etkileyeceğini aktaran Avdagiç, şöyle devam etti:
“FED’in faizleri düşüreceğini bekliyoruz. Böylelikle, gelişmiş ekonomilerde yaşanacak yeni nakdî genişleme, Türkiye’ye sermaye girişi olarak yansıyabilir. Münasebetiyle TL’deki paha kaybı durabilir. İç ve dış borçlanma maliyeti düşebilir, faiz oranları aşağı çekilebilir. Girdi maliyetlerindeki izafî güzelleşme, enflasyonun dizginlenmesine katkı sağlayabilir. AB pazarında makul eserlerde tekrar Çin’e alternatif tedarikçi haline gelebiliriz.”
“İkinci çeyrekte itibaren tekrar sürdürülebilir büyüme sürecine gireceğiz”
Avdagiç, son periyotta açıklanan yapısal ıslahatların süratle hayata geçirilmesinin yararını göreceklerini kaydederek, şu tabirleri kullandı:
“Türkiye yerli sermaye yatırımları ile birlikte daha güçlü bir biçimde direkt yabancı yatırımların yeni adreslerinden biri haline gelecektir.Yapısal ıslahatlarla, Türkiye iktisadı ‘çok yatırım ve yatırımı destekleyecek makul tüketim’ büyüme modeline geçebilir. Bu çok bedelli ve manalı bir model olacaktır. İktisatta atılımın öteki yolunun de olmadığını düşünüyoruz. ‘Makul tüketim’ ile ‘israfa sebep olmayan, özellikle yatırımı destekleyecek, yatırıma dönüşecek tüketimi’ kast ediyorum. Bunun için de TCMB’nin tesirli sterilizasyon siyasetleri kurgulaması ve uygulaması gerekiyor.”
Avdagiç, ülke iktisadının ikinci çeyrekte itibaren yine sürdürülebilir makul bir büyüme sürecine girebileceğini belirterek, “Yeter ki biz, ülke, kamu, özel kesim olarak daima birlikte iktisada odaklanalım.Türkiye’de büyüme rüzgarlarını daima birlikte güçlü bir halde estirelim. Sahip olduğumuz gücü, iktisada ağırlaştıralım.” dedi.
Avdagiç, hükümet tarafından hayata geçirilen İvme Finansman Paketi ve İktisat Paha Kredi Paketi’ni bilhassa gerçek dalın finansman muhtaçlığının karşılanması bakımından kıymetli bulduklarını söyledi.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından taksit sayısının artırılmasına da değinen Avdagiç, bu sayede iç talebin canlanacağını bildirdi.
Avdagiç, “Bunlar, piyasayı hareketlendirecek çok kıymetli kararlar. İnşallah, finansman sağlayan paketlerle birleşince, iktisat için değerli bir sinerji oluşturacaklardır.” diye konuştu.