Raporda, 2018’in İstanbul’un son 47 yılda karşı karşıya kaldığı en sıcak periyot olarak ölçüldüğü, 2100 yılındaki yaz sıcaklık ortalamasının 27.4 dereceden 33.7 derece düzeyine çıkacağı vurgulandı. Global ısınmanın, İstanbul’un bulunduğu bölgedeki sıcaklıkları 4-5 derece bandında artırabileceği tıpkı vakitte, iklim değişikliği kaynaklı afetlerin İstanbul için kıymetli bir tehdit ögesi oluşturduğu tabir edilerek, şu sözlere yer verildi:
“Önümüzdeki periyotta sıcak hava dalgaları, orman yangınları, kuraklık, sel, fırtına, dolu üzere olumsuz hava olayları İstanbul’u vuracak. İstanbul’un ana meselelerinden olan hava kirliliğine karşı kesin bir çaba başlatılması ve bu konuda planlamalar yapılmalıdır. Ayrıyeten hava kirliliğinin azaltılması için, orman alanı vasfını kaybetmiş alanların yine ormanlaştırılması, ulaşım için taşıt trafiğinin düzenlenerek bilhassa toplu taşıma hizmetlerinin bilhassa metro ve tramvay üzere kalitesinin artırılarak toplu taşımaya teşvik edilmesi, bisiklet üzere emisyon üretmeyen ulaşım araçlarının ve yollarının artırılması, kent planlaması için binalarda güç verimliliğinin sağlanması, yeşil alanların oluşturulması, gerekli düzgünleştirme ve planlamaların bir an evvel hayata geçirilmesi halk sıhhati ve kentin geleceği açısından çok önemli bir muhtaçlığa sahiptir.”
2030’da su kıtlığı
Raporda İstanbul’un tarih boyunca su sorunu yaşadığı, 2030’dan itibaren kent genelinde su kıtlığı yaşanabileceği, elde kalan su havzalarının kesinlikle korunması gerektiğine dikkat çekildi. Marmara Denizi’ndeki biyoçeşitliliğin yok olmak üzere olduğu aktarılan raporda, “Geçtiğimiz sene 1 milyar 223 milyon 815 bin metreküp atık suyun yüzde 65 (778 milyon 587 bin metreküp) üzere çok büyük bir kısmı, yalnızca fizikî arıtma kullanılarak alıcı ortama deşarj edildi. Bu yetersiz arıtma yaklaşımı dışında ise, 15 milyon 374 bin metreküp atık su hiçbir arıtma sürecine girmeden direkt olarak Marmara Denizi’ne deşarj edildi. Bu atıklar deniz ekosistemini bozmakla kalmayıp, sudaki oksijeni azaltıyor. Bu arıtmama yaklaşımı devam ederse Marmara Denizi geri dönülmez bir yola girmiş olacak” ihtarları sıralandı.
Daporda ayrıyeten megakentte gözden kaçan en değerli meselelerden birinin de gürültü kirliliği olduğuna dikkat çekildi.