Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Çaba (TEM) Dairesi Başkanlığınca “FETÖ/PDY askeri mahrem yapılanması”ndaki şüphelilerin irtibat için kullandığı kontörlü sabit/ankesörlü telefon çizgilerine ait tespit ve değerlendirmelerin yer aldığı “Kontörlü (Büfe) Sabit/Ankesörlü Telefon Çizgisi ile Bağlantı Modeli Değerlendirmesi” raporu hazırlandı.
Rapor hazırlanırken tüm kurum ve kuruluşlar ile İstihbarat, Kaçakçılık ve Organize Cürümlerle Çaba (KOM) ve Siber Hatalarla Gayret Daire Başkanlıklarından TEM Dairesi Başkanlığına iletilen bilgilerin yanı sıra, soruşturmalarda kuşkulu, şahit, müşteki, mağdur ve bilgilerine başvurulan kişilerin beyanları, raporlar, tahkikat evrakları, müfettiş raporları ve açık kaynaklardan faydalanıldı.
Rapora nazaran, 1980’li yıllardan beri Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içerisine sızmaya başlayan FETÖ, 1990’lı yıllardan itibaren bu sızmayı sistematik hale getirdi.
Terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen’in 1980’li yıllarda örgüt mensubu Hava Harp Okulu öğrencileriyle yaptığı bir sohbet toplantısında, “Bizim işimiz çok uzun soluklu bir iş, tez etmeyin ve kendinizi belirli etmeyin. Askeriyede, maarifte, emniyette, yargıda ve bunların en aktif yerlerinde yerimizi alacağız. En az 20-30 sene sonra harekete geçtiğimizde kimsenin yapacak bir şeyi kalmayacak zaten. İçki içebilirsiniz, amirinizin bütün işlerini halledin ki sizden vazgeçmesin.” halindeki telaffuzları doğrultusunda stratejisini belirleyen örgüt elemanları kelam konusu kurumlara sızmaya başladı.
15 Temmuz darbe teşebbüsünü gerçekleştiren FETÖ/PDY, TSK’deki yapılanmasını “mahrem hizmetler” olarak isimlendirirken bu yapılanmadaki mensuplarından kapalılığa azami derecede bağlı kalınmasını istedi.
ASKERİ MAHREM ÖRGÜT MENSUBU 4 SÜREÇTEN GEÇTİ
Askeri mahrem yapılanma içerisindeki bir örgüt mensubu, “Işık evi”, “Hususi/özel ev”, “Askeri okullardaki eğitim süreci” ve “Birim yapılanması” süreçlerinden geçti.
Çocuk yaşta örgüte kazandırılan öğrenciler, talebe konutlarından alınarak sadece “mahrem hizmetler”de kullanılan özel konutlara yerleştirildi. Bu meskenlerde düzenlenen toplantılara katılanlara örgüt elebaşının sohbet görüntüleri izletilip kitapları okutularak örgütsel bir bakış açısı kazandırıldı.
Söz konusu sohbet toplantılarıyla, örgüt elebaşı Gülen’in fevkalâde kişiliğe sahip olduğu şuurunun aşılanması, “kutsal dava” fikrinin yerleştirilmesi, bireylerin örgüt elemanına dönüştürülmesi, şahıslara örgütün ideolojisi ile öğretilerinin empoze edilmesi, toplantıya katılanların ferdî dönüşümlerinin sağlanması ve radikalleştirilmesi, küme aidiyetinin keskinleştirilmesi, dayanıklılık, katı disiplin ve mutlak itaatin sağlanması, bağlılık, itimat ve sadakatin oluşturulması, birlik ruhunun sağlanması ve hizmet uğruna ölmenin fazileti ve mükafatının cennet olduğu şuurunun yerleştirilmesi amaçlandı.
Örgüt, askeri mahrem yapılanmada, özel olarak seçip yetiştirdiği elemanlarını askeri okullara sokarak “dikey büyüme stratejisi”ni takip etti.
YAPIDAN AYRILANLAR “ARIZA” OLARAK KODLANDI
Mahrem yapılanmaya yerleştirilmesi planlanan bir öğrencinin, imtihan öncesi gelişim evresini takip eden, aksaklıkları gideren, “birim yapılanması” ile “bölge yapılanması” ortasındaki ilişkiyi sağlayan, örgüt mensuplarının devlet ünitelerine sızdırılmasına ve yerleştirilmesine işlerlik kazandıran ve mahrem yapılanmanın devamlılığına katkıda bulunan örgüt mensupları “gezici yapılanma”da yer aldı.
Askeri mahrem yapıyla irtibatını koparan örgüt üyeleri, “arıza” olarak kodlandırılırken, “gezici yapılanma”da yer alan örgüt mensupları bu muvazzaflardan ve onların tekrar yapıya kazandırılmasından sorumlu “ümitçi yapılanma” mensuplarıyla yılda birkaç sefer görüşme yaptı.
FETÖ, üniteden kopan öğrenci (askeri personel) hangi vilayetten askeri okula kazandırıldıysa o vilayetteki sorumlusundan, öğrencinin nerede, nasıl ve neden örgütten koptuğuna ait rapor hazırlanmasını istedi.
Söz konusu askeri çalışanla görüşen sorumlu, yine ünite yapılanmasına kazandırmak için bu kişiyi ikna etmeye çalıştı.
Askeri okulu kazanmasında çok sayıda kişinin emeğinin olduğu söylenerek ruhsal baskı altına alınan öğrenci, ünite yapısına devam etmek istememesi halinde misyon yaptığı yerdeki ünite içerisinde faaliyet gösteren bir öğrenciye zimmetlenerek takip edildi.
Örgüte geri kazandırılamayan öğrenciye, örgüt tarafından “şefkat tokadı” olarak isimlendirilen isimli yahut idari müeyyideler uygulandı.
TSK içerisinde hücre tipi yapılanmaya giden FETÖ, buradaki mensuplarını “sivil abiler/imamlar”ın sorumluluğunda “üst seviye komutanlar” (General, albay, yarbay, binbaşı), “alt rütbede subaylar” (Teğmen, üsteğmen, yüzbaşı) ve “astsubay” halinde gruplandırdı.
ASKERİ MAHREM YAPILANMANIN ÖRGÜTLENME ŞEMASI
Raporda, FETÖ/PDY askeri mahrem (birim) yapılanmasına ait örgüt şemasına da yer verildi.
Buna nazaran, yapılanmada, her askeri kuvvetin (kara, hava, deniz, jandarma) başında başka ayrı olacak biçimde “birim sorumlusu” yer aldı.
Birim sorumlusunun altında bulunan “temsilci”ye, general rütbesindeki personel ve üst seviye subaylardan oluşan “temsilci öğrencileri”, evrak enformasyon yöneticisi olan “bey” ve “müdür” bağlandı.
“Müdür”ün altındaki 3 müdür yardımcısına ise 3 kümeye ayrılmış subay öğrenci kümelerinden sorumlu 3 öğretmen kümesi ilişkilendirildi.
Veri toplama vazifelisi olarak görevlendirilen müdür yardımcılarından birisi, tıpkı vakitte “bey”e karşı sorumlu olacak biçimde örgütlenildi.
Birim yapılanmasındaki örgüt mensupları ortasında düzenlenen toplantılarda, öğrencilerin durumunun ve örgüt mensubu olmayan işçi hakkında bilgi toplanması için neler yapılabileceği ele alındı.
Ayrıca bu toplantılarda genel gündem olarak zımnilik için yapılması gerekenler, örgüt elebaşı Gülen’den gelen örgütsel notlar, mevsimsel gündem olarak sene başı, tatiller, tayin devirleri, sicil, okuyan öğrencileri vilayetlerinde ziyaret ve izdivaç üzere bahisler görüşüldü.
ÜST SEVİYE MİSYONLARDA BULUNAN FETÖ’CÜ YAPIYI ANLATTI
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü bir soruşturma kapsamında ifadesine başvurulan örgütün askeri mahrem yapılanmasında müdür, müdür yardımcısı ve öğretmen vazifelerinde bulunan bir kişi örgüte dahil olduğunda kendisine içerisinde çizgi olan bir telefon verildiğini kaydetti. Kelam konusu kişi bu telefonun yalnızca müdür, müdür yardımcıları ve öğretmenler ortasında kullanıldığını ve öğrencilerin mutlaka bu telefonla değil, yalnızca büfelerden arandığını belirterek yapılanmaya ait şu bilgileri verdi:
“Öğretmen, örgütün hiyerarşik yapısında müdür yardımcısına karşı sorumludur, öğrencilerle direkt temastadır. Örgüt, iş bulana kadar öğretmene maaş vermek zorundadır. Öğrencilerle haftada bir görüşmek zorundadır. Görüşmeyi aksatan öğrenciyi müdür yardımcısına bildirmek zorundadır. İlgilendiği öğrenciler bekarsa ve bekar meskeninde kalıyorsa onların konutunun paklığı ve önleme uygunluğu öğretmenin sorumluluğundadır. Meskenlerde örgüt öğrencileri ile ayda bir yatılı kalarak kitap okumak zorundadır. Öğretmen, maaşını tam alıyorsa aylık, evli ise yüzde 5, bekar ise yüzde 10 verir.
Öğrenci, örgütün hiyerarşik yapısında en altta yer alan fakat en önemli kişidir. Orta üçüncü sınıftan itibaren örgüte kazandırılmış olabileceği gibi lisede de örgüte girmiş olabilir. Örgüt içerisindeki teslimiyetine nazaran subay ise yükselir, astsubay ise subay olur yahut en güzel yerlere gelir. İş yapabilme durumuna nazaran örgütün şifreli USB’si verilir ve bunu kullanması söylenir. Askeri alan içerisinde etrafında bulunan askeri çalışanın bilgilerini öğretmene iletir. Bekarsa katalog evliliği yapması istenir. Mahrem yapının para kaynağı öğrencidir. Aldığı maaşın, bekar ise yüzde 10’unu evliyse yüzde 5’ini vermesi istenir. Nema, promosyon üzere paralara dokunması yasaktır. Bu paraları direkt öğretmenine teslim eder. Kurban, zekat, fitre, sadaka, medya paralarını öğretmenine verir. Örgütün belirlediği her türlü önlem kuralına ve ima yöntemlerine şartsız uymak zorundadır.”
“EVİN GİRİŞİNDE HALI OLMAZ, MESKENDE 1-2 ATATÜRK FOTOĞRAFI OLUR”
Örgüt öğrencilerinin konut tutarken dikkat ettiği konulara ait de yine birebir kişi şu bilgileri aktardı:
“Ev orta kat olmalıdır, giriş katı olmamalıdır. Birebir binada öteki bir askeri işçi olmamalıdır. Binada kamera olmamalıdır. Girişte güvenlik olmamalıdır. Genelde eski eşya satanlardan eşya alınır. Meskenin girişine muhakkak halı konmaz. Bundaki sebep konuta girerken ayakkabı çıkarma müddetini ortadan kaldırmak ve meskenin örgüt meskenine benzemesine mani olmaktır. Zira örgütün sivil yapılanmasındaki meskenlerde girişten itibaren çabucak her yerde halı bulunur. Meskende ‘Nutuk’ ve 1-2 tane Atatürk fotoğrafı bulunur. Bunlar besbelli yerlerdedir. Meskende seccade, takke katiyetle olmaz.”
İfadesine başvurulan kişi FETÖ’nün, Ankara’ya tayini çıkan öğrencinin lojmanda kalmasını istemediğini fakat tayini Doğu vilayetlerinden birine çıkan öğrencileri lojmanlara yönlendirdiğini de anlattı.
Raporda, dünya genelinde 160 ülkede faaliyet gösteren ve binlerce mensubu olan FETÖ’nün, iç haberleşme, talimatlarının alınıp verilmesi, gelişmelerin inançlı ve süratli aktarılması, faaliyetlerin sağlıklı halde yürütülmesine hayati derecede değer verdiği bildirildi.
Rapora nazaran, birçok alanda faaliyet yürüten FETÖ, irtibat tekniği olarak “yüz yüze/buluşma”, “canlı kurye”, “kriptolu IP hattı”, “not ile haberleşme”, “basın yayın üzerinden talimat verme”, “sosyal medya”, “telefon” (GSM, operasyonel sınır, ankesör/büfe arama) ve “iletişim/haberleşme programları” (ByLock vb.) kullandı.
Örgüt, öbür faaliyet alanlarındaki üzere haberleşmede de saklılık içinde hareket etti.
Canlı kurye kullanılması, örgüt içinde en sağlıklı haberleşme yöntemlerinden biri kabul edildi.
Örgüt mensupları, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in “çok kıymetli hususların yüz yüze (Ru Be Ru) görüşülmesi” talimatına uygun davrandı.
Bu kapsamda üst seviye örgüt üyeleri, talimat almak ve faaliyetler hakkında bilgi vermek için ABD’nin Pensilvanya eyaletine giderek Gülen ile görüştü.
Kiralık sınırlar aracılığıyla kriptolu IP telefonlar, bilhassa yurt dışındaki okullarla irtibatta kullanıldı.
AKILLI TELEFONLARDA KULLANDIKLARI PROGRAMLAR
İnternet üzerinden irtibat kurulan programlar, şifreli ve düşük maliyetliliği nedeniyle sıklıkla tercih edilen haberleşme prosedürlerinden oldu.
Bu cins programları, örgüt hedeflerine ve sistematiğine daha uygun hale getirmek için geliştirme yoluna da giden FETÖ, kriptolu haberleşme programlarını özellikle 17/25 Aralık sürecinden sonra daha yaygın kullanmaya başladı.
Süreç içinde evvel “ByLock” sonra “Eagle”, “Shu” ve “Falcon” programları öne çıktı.
Gizlilik prensibini her yerde uygulayan örgüt, kullandığı haberleşme programlarının fark edilmesini engellemek gayesiyle arayüzlerinde değişiklik yaptı.
Bu kapsamda örgüt üyeleri, yazılım ve kullanımı SHU programına benzeyen şifreli haberleşme sisteminde “Facebook”, “Google Chrome”, “Internet Explorer” ve “Twitter” üzere uygulamaların ekran simgelerini kullandı.
Örgütün, “Shu”, “Tango”, “Wiber”, “Turkuaz”, “Falcon”, “Coco”, “Kakao”, “Tictoc”, “Eagle”, “Line”, “Cover Me” üzere programları, farklı orta yüzlerle değiştirerek kullandığı periyotlar de oldu.
Haberleşme yolu olarak GSM çizgili telefonları da tercih eden örgüt, bu çizgileri tespit edilmeyi güçleştirmek için çoklukla diğeri ya da örgüt kontrolündeki kurum/kuruluş ismine kaydettirdi.
Genellikle üç ayda bir GSM sınırı ile telefonu yenileyerek önlem uygulayan FETÖ mensupları, parçaladıkları telefonları kameraların görmediği bölgelerdeki çöp kutularına attı.
ŞİFRELİ PROGRAMLARIN OLMADIĞI PERİYOTTA AKILLI TELEFONLARA YASAK
Örgüt, bağlantı için şifreli programların kullanılmadığı devirlerde akıllı telefonların kullanılmasını ve SMS atılmasını da yasakladı.
Raporda, “Örgüt mensuplarının, diğerlerinin ismine açılmış GSM hatlarını temin edip bunları belli aralıklarla aygıtlarıyla birlikte değiştirmeleri dahi, meşru olduğunu argüman ettikleri faaliyetlerinin yasa dışı olduğunu ve bunları gizlemeye çalıştıklarını ortaya koymak açısından kıymetli bir veridir.” sözüne yer verildi.
Türkiye’de bulunan örgütün kelamda “abi”lerince Almanya, ABD ya da öteki bir ülkeye kayıtlı GSM sınırları kullanıldı.
Telefon görüşmelerinde “hizmet, şakirt, Gülen, cemaat” üzere kelimelerin zikredilmemesine ve buluşma yerinin şifrelendirilmesine özel değer verilmesi istendi.
“ASKERİ MAHREM YAPILANMASI”NDAKİLER TELEFONLA NASIL BAĞLANTI KURDU?
FETÖ’nün “askeri mahrem yapılanması”ndakiler, irtibatta öncelikle randevulaşma sistemini temel aldı.
Bu doğrultuda örgüt mahrem sorumlusu, bir öğrenciyle (askeri personel) kontrol, buluşma ve toplantı emeliyle bir ortaya geldiğinde bir sonraki görüşmenin nerede ve ne vakit olacağını iletti.
Olağan dışı bir durum gelişmesi yahut buluşmanın gerçekleşmemesi durumunda farklı araç ve bağlantı teknikleriyle haberleşildi.
Mahrem yapılanmanın kelamda yöneticilerinin, öğrenci numaralarını telefonlarına yazmasının yasak olması, öğrencileri genelde dışarıdan bir telefon bulup araması üzere deşifre olmayı önleyici kurallar konuldu.
Dışarıdan bir telefon bulup arama, örgüt içinde özel bir irtibat şeklinin ortaya çıkmasına neden oldu.
İletişimde temel olan randevulaşma sistemi olsa da örgütün mahrem sorumlularının, sevk ve yönetimi altındaki askeri işçinin deşifre olmayı engellemek maksadıyla irtibat kurma yollarından birisi de kamuya açık ve birbirinden bağımsız market, büfe, kırtasiye, talih oyunu bayisi ve lokanta üzere işletmelerde bulunan ve fiyat karşılığı kullanılan sabit çizgi telefonlar ile ankesörlü telefonlar oldu.
İLK ANKESÖR OPERASYONU TEKİRDAĞ’DA YAPILDI
Yürütülen soruşturmalarda elde edilen bilgiler doğrultusunda Emniyet Genel Müdürlüğünce, örgütün mahrem sorumlularının askeri çalışanla irtibatta kullandıkları büfe/ankesörlü sabit telefon sınırlarına ait çalışma başlatıldı.
Yöntemin deşifresi ve şüphelilerin yakalanması için yürütülen çalışmalar, birinci olarak Tekirdağ’da başladı. Bu vilayetteki 23 kontörlü telefon bayisine ilişkin HTS kayıtlarının incelenmesi sonucu usul deşifre edildi. Polis ekipleri, 31 Mart 2017’de birinci operasyon için harekete geçti.
Söz konusu irtibat usulüne ait polis takımlarınca, yurt genelinde 5 Aralık 2018’e kadar 76 vilayette 677 operasyon yapıldı. Operasyonlarda gözaltına alınan 9 bin 352 şüpheliden 3 bin 631’i tutuklanırken 5 bin 10’una denetimli hürlük cezası verildi, 553’ü de hür bırakıldı. Firari durumdaki 735 şüphelinin yakalanmasına yönelik çalışma başlatıldı. Şüphelilerden yüzde 46’sı aktif pişmanlık kararlarından faydalanmak istedi.
Ülke genelinde 11 Aralık 2018’e kadar askerlerden sorumlu sivil itirafçı bireylerin gösterdiği ve bunlara emsal nitelikte 3 bin 817 sabit sınır tespit edildi.
FETÖ’cülerin kullandığı sabit sınır ve ankesörlü çizgilerin HTS kayıtlarının incelenmesinde aramaların, ardışık arama (yakın vakit diliminde birbirini takip eden peşi sıra), periyodik arama (farklı tarih ve vakit diliminde belirli gün aralığı dahilinde) ve tek arama formunda yapıldığı belirlendi.
Söz konusu bağlantı modelinde yalnızca sorumlu bireylerin arama yaptığı, görüşmenin tek taraflı ve kısa vadeli olduğu ve bir görüşmenin akabinde örgüte dahil bir öbür kişinin ardışık arandığı anlaşıldı.
ARANAN ASKERİ İŞÇİ TIPKI RÜTBEDE
Sorumlu kişi tarafından aranan askeri işçinin rütbe olarak genelde eşit oldukları da yapılan tespitler ortasında yer aldı.
“Askeri mahrem yapılanma”da sorumlu seviyede faaliyet yürüten örgüt mensuplarının, bir öteki kişi üzerine kayıtlı operasyonel çizginin (patates hat) numarasını örgüt stratejisi içinde şifrelemek suretiyle örgüt üyelerine kaydettirdikleri ve acil bahislerde kontörlü/ankesörlü telefonlar üzerinden iletişime geçilmesi istikametinde talimat verdikleri anlaşıldı.
DEŞİFRE OLMAMAK İÇİN TELEFON NUMARALARINI ŞİFRELEYEREK KAYDETMİŞLER
“Mahrem yapı” içinde sorumluların ve askeri işçinin irtibat numaralarının, bir diğerinin eline geçtiğinde deşifre olmasını önlemek hedefiyle kağıtlara şifreli formda yazıldığı belirlendi.
Ayrıca arama yapan FETÖ’cünün, görüşme yaptığı örgüt üyesinin akabinde son aradığı numaranın telefon hafızasında kalmasını önlemek için ilgisiz bir numarayı arayarak önlem uyguladığı da tespit edildi.
“Mahrem yapı” içinde yer alan ve “hususiciler” olarak da isimlendirilen FETÖ’cüler, kendi sorumlulukları altında bulunan bireylerin, telefon numaralarını “son iki sayısını 99’a tamamlama”, “son iki sayısını 100’e tamamlama”, “son dört rakama ilişkin ikili blokları kendi içinde 100’e tamamlama”, “son iki sayısı 10’a tamamlama”, “son 4 sayısı 10’a tamamlama”, “sondan iki sayısı yer değiştirme ve 10 sayısı ekleme”, “son sayısı 9’a tamamlama”, “son iki sayısı yer değiştirme”, “sondan ikili sayı bloklarını çapraz yer değiştirme”, “rakam bloklarını zıt yazma”, “sondan dördüncü sayısı 4 artırma”, “sondan ikinci ve dördüncü sayısı yer değiştirme”, “rakamları bir artırma”, “rakamlara bir ekleme, bir çıkarma”, “rakamlara bir çıkarma, bir ekleme”, “operatör kodunu vilayet alan koduna değiştirme”, “son sayısı bir artırma yahut azaltma”, “son iki sayılara bir ekleme”, “operatör kodunun son sayısı ile telefon numarasının son sayısına bir ekleme”, “son üç rakamlara bir ekleme yahut azaltma”, “rakamları başı ve sonuna sayı ekleyerek kredi kartı numarasına benzetme”, “telefon numarasını T.C. kimlik numarasına benzetmek için bir sayı artırma ya da eksiltme” üzere şifreleme prosedürlerini kullanarak kaydetti.
BİR SABİT ÇİZGİDEN KONFERANS YAPILAMAYACAĞI İDDİALARI
Raporda, FETÖ/PDY’ye müzahir toplumsal medya hesapları ve internet sitelerinde yer alan “bir sabit/ankesör numarasının tıpkı anda birden fazla numarayla görüşmesinin mümkün olamayacağı”na ait savların boşa çıkarıldığına ait tespite de yer verildi.
Konferans görüşmeleriyle ilgili yapılan araştırmada, telekomünikasyon hizmeti sunan kurumların internet sitelerinde, cep, konut ve iş telefonundan birebir anda konferans görüşme yapılabileceği ve bu görüşmenin teknik olarak nasıl yapıldığının detaylı açıklandığı vurgulandı.
Bu kapsamda, GSM ve sabit sınır fark etmeksizin belli teknikler kullanılarak konferans görüşme yapılabileceği tespit edildi.
Bu tespit doğrultusunda kontörlü (büfe), sabit/ankesörlü telefon sınırı aramalarına ilişkin HTS bilgileriyle ilgili savlara ait toplumsal medya paylaşımlarının, soruşturma ve soruşturmacıları yıpratma, kamuoyunu yanlış yönlendirme ve kamuoyunda algı operasyonu yapma gayesini taşıdığının değerlendirildiği belirtildi.
Aynı vakit dilimi içinde iki farklı aranma kayıt altına alındığından hareketle aranma kayıtlarının yinelenmiş oluşma ihtimalinin hayli yüksek olduğu, bu ve gibisi durumların önüne geçmek için süreç yapılan sabit sınır ile maksat şüphelilerin HTS kayıtlarının alınarak sabit telekomünikasyon hizmetleri (STH) verilerinin kesinlikle karşılaştırılmasının uygun olacağının değerlendirildiği kaydedildi.
Raporun sonuç ve kıymetlendirme kısmında FETÖ/PDY’nin 15 Temmuz 2016’da gerçekleştirdiği darbe teşebbüsünden evvel anayasal sistemi değiştirmeyi amaçladığı, bu doğrultuda hücre tipi örgütlenme modelini uyguladığı ve talimatların örgüt içerisinde zımnî ve şifreli olarak iletildiği belirtildi.
“FETÖ”CÜLERİN TAMAMI DEŞİFRE EDİLEMEDİ” UYARISI
Raporda, “Günümüzde dahi örgüt yapılanması ve mensuplarının büsbütün deşifre edilemediği, kamu vazifelisi görünümündeki militanların örgütsel tabirle ‘tedbir’ ismi altında farklı ömür biçimi ve siyasi görüşlere sahipmiş üzere maskeleme yapmaya çalıştıkları konuları bir ortada değerlendirildiğinde bu yapının külliyen deşifre edilmesi ulusal güvenliğimiz açısından hayati kıymet taşımaktadır.” tabirlerine yer verildi.
FETÖ’cü askerlerin, gizlenme maksadıyla içki içmenin yanı sıra cümbüş hayatında da kendilerini sıkça gösterdiklerine işaret edilen raporda, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) içerisindeki örgüt mensuplarının, kapalılığa büyük önem verdiklerinden idari soruşturmalarla tespit edilmesinin çok güç olduğu belirtildi.
Bu şüphelilerin, tespitinin fakat isimli soruşturma ve istihbarat teknikleri ile ortaya çıkarılabileceği kaydedilen raporda, ardışık arama yönteminin deşifre edilmesi sonrasında FETÖ/PDY ile organik bağını devam ettiren binlerce TSK mensubunun etkin olarak vazifelerine devam ettiğinin tespitinin, bu zorluğun göstergesi olduğunun altı çizildi.
HAT İÇERİĞİ DATALARI HAVUZDA TOPLANIYOR
Rapora nazaran, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla TEM Dairesi Başkanlığınca “FETÖ’nün askeri mahrem yapılanması”ndaki şüphelilerin kullandığı sabit/ankesörlü telefonların tespiti sonrası yürütülecek süreçlerin sağlıklı olarak yapılabilmesi maksadıyla “Historical Traffic Search” (HTS) sınır içeriği data havuzu oluşturuldu.
TSK içerisindeki örgüt mensupları, dini inançlarını diğerlerinin önünde yaşamak, çocuklarını örgüte müzahir okullara yahut dershanelere göndermek, Bank Asya’ya para yatırmak, “ByLock” kullanımı, şirket, dernek, gazete ve mecmua aboneliği yaptırmak üzere her türlü faaliyetten çoklukla uzak tutuldu.
Örgütün mahrem sorumluları, genelde toplantılara gelmeyenleri uyararak toplantıya çağırmayı yahut planlamalardaki değişikleri bildirmek hedefiyle askeri personeli (öğrenci) ardışık olarak aradı.
Sabit/ankesörlü telefon sınırıyla arama formülünün, bilhassa 17/25 Aralık 2013-15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsüne kadarki süreçte ağır olarak kullanıldığı, darbe teşebbüsünden sonraki süreçte evvelki periyoda nazaran hayli azaldığı lakin tespiti az da olsa kullanılmaya devam ettiği anlaşıldı.
“ASKERİ MAHREM YAPI”NIN DEŞİFRESİYLE ELDE EDİLECEK KAZANIMLAR
“FETÖ/PDY Askeri Mahrem Yapılanmasının deşifre edilmesinin, terör örgütüyle çabada değerli kazanımları da beraberinde getireceği kıymetlendirilmektedir.” denilen raporda, örgütün TSK içerisinde yapılanmış kadroların tespit edilmesi sonucu elde edilecek kazanımlar da yer aldı.
Buna nazaran, FETÖ’nün silahlı kanadının değerli bir kısmı deşifre edilerek yakalanacak, örgüt tarafından düzenlenecek yeni bir darbe hareketi ihtimali ortadan kaldırılacak.
Örgütün en kritik ve yetişmiş takımları olan ve gelecekte örgütsel yapıyı tekrar inşa edebileceği bedellendirilen mahrem yapı deşifre edilecek.
FETÖ’nün, yapılan isimli süreçlerin, örgütün yöneticileri ve nitekim suça karışmış şahıslara yönelik yapılmadığı, bunun yerine sıradan bireyler ve memurlara hatta saf insanlara yönelik yapıldığı istikametindeki algı eforları boşa çıkartılacak.
Örgütün “mahrem yapılanması”nın deşifresiyle örgütün moral ve motivasyonu düşecek, örgütten kopmalar hızlanacak ve faal pişmanlık/itiraf oranı artacak.