Bütün vatandaşların ramazanını ve bayramlarını huzur içinde geçirmesini temenni eden Kılıçdaroğlu, inancın, insanların öznesini oluşturduğunu, insanların inançlarıyla yaşadığını söz etti. Kılıçdaroğlu, “Ramazan Bayramı’nda ve öncesi ramazanda daima birlikte sevgiyi kalplerimize nakşetmek isteriz, hoşluklardan kelam etmek isteriz, varsa kırgınlıkları gidermeye çalışırız.” diye konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu, yasakçı değil özgürlükçü bir parti olduklarını, insanları inançları nedeniyle ayırmadıklarını lisana getirdi. Kılıçdaroğlu, insanların inançlarına, kimliklerine, ömür biçimine hürmet göstermenin boyunlarının borcu olduğunu belirterek, hiçbir inancın siyasete kurban edilmemesini istedi.
Kılıçdaroğlu, 14 Mayıs 1950’nin Demokrat Parti’nin (DP) iktidara geliş tarihi olduğunu anımsatarak, İsmet İnönü’ye, “DP kazandı ne diyorsunuz?” diye sorduklarında, “Bu hezimet benim en büyük zaferimdir zira bu ülkeye demokrasi geldi.” karşılığını verdiğine işaret etti. Çok partili hayatın ikinci partisi DP’nin bugün hayatta olmayan üyelerini rahmetle anmanın herkesin boynunun borcu olduğunu söz eden Kılıçdaroğlu, “İsmet İnönü, Celal Bayar, Adnan Menderes, Fatin Rüştü Güçlü, Hasan Polatkan, Turgut Özal, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit’i anmak hepimizin uzunluğunun borcudur. Onlar bu ülkeye büyük hizmetler yaptılar. O nedenle biz demokrasiyi her ortamda savunmak, darbelere karşı çıkmak zorundayız. Demokrasi kadar hoş bir şey yok. Demokrasi, daima kendisini geliştiren kavramdır. 14 Mayıs 1950’yi Türk demokrasi tarihinde kıymetli bir milat olarak görüyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Kılıçdaroğlu, gazeteci Yavuz Selim Demirağ’ın 7 kişinin saldırısına uğradığını, öldüresiye dövüldüğünü, faillerinin bulunup özgür bırakıldığını anlatarak, “Faillerin tutuklanması için gazetecinin ölmesi mi gerekiyor? Kim azmettirdi onları? Uydurma plakayla niye geziyorlar? Bir gazeteciden ne istiyorlar?” sorularını yöneltti.
Bayburt-Trabzon vilayet hududunda yürütülen yol açma çalışmalarını takip ederken üzerine çıktığı kar kütlesi ile birlikte uçurumdan düşen Anadolu Ajansı muhabiri Abdulkadir Nişancı’nın, uzun müddettir arandığını anımsatan Kılıçdaroğlu, Nişancı’ya kısa müddette ulaşılarak, ailesine kavuşmasını temenni etti.
Kılıçdaroğlu, geçen pazar günü Anneler Günü olduğunu da hatırlatarak, bütün annelerin ellerinden öptüğünü söyledi. Evlatlarıyla buluşan annelerin, dünyanın en hoş anneleri olduğunu, annelerin evlatlarının üzerine titrediğini, anne hastaysa çocuğun hasta, çocuk hastaysa annenin hasta olduğunu anlattı.