TÜROB’un düzenlediği aktiflikte konuşan Eresin, tüm altyapı ve üst yapı imkanları ile birlikte İstanbul’un sunduğu başka kültür, sanat ve kent hayatı imkanlarının da geliştirilmesiyle kongre ve iş turizminin çok büyük bir kaynak güç olacağını her vakit lisana getirdiklerini söyledi.
Kongre turizminin Türkiye ve bilhassa de İstanbul için öncelikli ve vazgeçilmez olduğunu vurgulayan Eresin, şöyle devam etti:
“Özellikle son 4 yıldır bu alanda önemli bir gerileme yaşandı. İstanbul 2015’te 148 memleketler arası kongreye konut sahipliği yapmışken, bu sayı 2018’de 33’e düştü. Birebir periyotta İstanbul, Avrupa listelemelerinde 23. sıradan 46. sıraya geriledi. Kongre turizmindeki bu kritik değişim, kentin tamamında ve en değerlisi gelirlerimizde önemli bir negatif tesir yarattı. Bununla birlikte 2018 yılından itibaren başlayan yükselme hareketiyle kongre, toplantı ve iş segmentinde tekrar güçleneceğimizi öngörüyoruz. Hasebiyle bugün bizler için son derece değerli bilgilerin paylaşılacağı bir seminerde buluştuk. Birliğimiz ve ICCA-Uluslararası Kongre ve Konvansiyonlar Birliği iş birliğinde düzenlediğimiz bu seminer ile küçük-büyük tüm işletmelerin kongre ve toplantı turizminden hisse almasına yönelik neler yapılabileceğini ele alacağız.”
“Kongre ve toplantılar, birçok ek gelir meydana getiriyor”
ICCA Avrupa Bölge Yöneticisi Elif Balcı Fisunoğlu da toplantı ve kongrelerin turizm geliri açısından yararı olduğunu lisana getirerek, “Toplantıların yararları ise delegelerden gelen gelir… Geliyorlar, uçuyorlar, konaklıyorlar, yemek yiyip alışveriş yapıyorlar. Bir turistten 4 kat daha fazla harcıyorlar. Kongre ve toplantılar, birçok ek gelir de meydana getiriyor.” diye konuştu.
Fisunoğlu, uzun vadeye yayılan kongre ve toplantı için gelen iş adamının, bu sırada Türkiye’de yapacağı milyar dolarlık bir yatırımla ilgili el sıkışabildiğini de söyledi.