Mücevher İhracatçıları Birliği’nden yapılan açıklamaya nazaran, mayıs ayında en fazla ihracat, 156,4 milyon dolarla Yakın, Orta Doğu Asya ülke kümesine yapıldı. Yakın, Orta Doğu Asya’yı 75,5 milyon dolar ile Avrupa Birliği, 40,1 milyon dolarla öteki Asya ülkeleri, 38,3 milyon dolarla öbür Avrupa ülkeleri ve 24,3 milyon dolarla Kuzey Amerika izledi.
İhracatın en fazla yapıldığı ülkelerin başında yüzde 68 artış ve 112,1 milyon dolarla Birleşik Arap Emirlikleri gelirken BAE’yi yüzde 907 artış ve 24,2 milyon dolar ile İsviçre, yüzde 1136 artış ve 24 milyon dolar ile İngiltere, yüzde 19 azalış ve 22,7 milyon dolar ile Amerika Birleşik Devletleri, yüzde 11 artış ve 20,7 milyon dolarla Hong Kong takip etti.
Mayıs ayında gerçekleştirilen 362,1 milyon dolarlık ihracatın önder eser kümesi, yüzde 48’lik hisse ve 175,4 milyon dolarla altından mamul mücevherci ve kuyumcu eşyası oldu. Bu kümesi yüzde 41’lik hisse ve 149,9 milyon dolarla işlenmemiş yahut yarı işlenmiş altın, yüzde 3’lük hisse ve 12,4 milyon dolar ile pırlantalı altından mamul mücevherci eşyası ve aksamı, yüzde 3’lük hisse ve 10,6 milyon dolar ile gümüşten mamul mücevherci ve kuyumcu eşyası, yüzde 2’lik hisse ve 5,8 milyon dolarla değerli metallerin yahut değerli metallerle kaplama metallerin döküntü ve artıkları izledi.
Birlik, yılın beş aylık devirdeki toplam ihracatını ise 1 milyar 444 milyon dolara yükseltti.
“Sektör stratejik bir dal olarak kabul edilmeli”
Açıklamada görüşlerine yer verilen Mücevher İhracatçıları Birliği İdare Konseyi Lideri Mustafa Kamar, mücevher bölümünün stratejik bir bölüm olarak kabul edilerek her ay ihracat rekoruna imza atması için altının hür dolanımda olması ve altınla ticaretin hür bırakılması gerektiğini vurguladı. Kamar, şunları kaydetti:
“2018 yılında yüzde 35’lik ihracat artışı ile ihracatını en fazla artıran iki daldan biri olarak 2019 yılının beş ayında hedeflediğimiz düzeyleri yakalamanın memnunluğunu yaşıyoruz. Mücevher ihracatımızı maksimize edebilmenin iki yolu var; bunlardan biri turizm açısından dünyanın sayılı uğrak noktalarından biri olarak kabul edilen ülkemize turistlerin yanlarında 2-3 kilogram altınla girişlerinin hür bırakılması, öbür yolu da mevcut döviz baskısının kırılabilmesi için altınla ticaretin özgürleşmesidir. Her iki yolu da yasallaştırarak mevcut ihracat sayılarını katlayacağımıza inanıyoruz. Bilhassa altının özgür sirkülasyonda olmasıyla iç piyasada faaliyet gösteren tüm dallar, rahat bir nefes alacaklardır.”