Osmaniye’nin Düziçi ilçesi Karagedik köyünde argümana nazaran, 12 Şubat gecesi meskenlerinin yatak odasında 19 defa bıçaklanarak vahşice öldürülen Mulla (69) ve Hüsnü Ala (67) çiftinin katilleri yapılan tüm çalışmalara karşın bulunamadı. Mulla ve Hüsnü Ala çiftinin çocukları Halil ve Selver Ala ise üzerinden 5 ay geçmesine karşın bir türlü bulunamayan katil ya da katillerin ellerini kollarını sallayarak dışarıda gezmelerine isyan ettiler.
“ANNEM VE BABAM TEKRAREN BIÇAKLANMIŞLAR”
Olay günü yaşadıklarını anlatan Mulla ve Hüsnü Ala çiftinin oğlu Halil Ala, “Olay 12 Şubat gecesi oluyor. Biz 13 Şubat sabahı öğreniyoruz. Olay sabahı aradığımızda telefona karşılık vermediler. Sonra köyde oturan ablam da arıyor onun da telefonuna karşılık vermiyorlar. Daha sonra kapının kilitli olmasından ve otomobilin dışarıda olmasından şüpheleniyorlar. Ablam daha sonra eniştemle geliyor. Eniştem balkondan konuta tırmanıyor. Konutun kapısını açıyorlar. Annem yatağın üzerinde babam ise yatağın kenarında yerde ölmüş bir halde buluyorlar. Ben de iş yerinden geldim, koşarak içeriye girdim benim gördüğüm görünüm da birebirdi. Tekraren bıçaklanmışlardı. Olay bu formda gerçekleşmiş” diye konuştu.
“BU CANİLİĞİ YAPANLAR ORTAMIZDA GEZİYORLAR”
Olayın üzerinden 5 ay geçmesine karşın katil ya da katillerin bulunamamasından ötürü ailecek huzursuz olduklarını söz eden Halil Ala, “Olayın üzerinden yaklaşık 5 ay geçti. Şimdi bir bilgi elde edilemedi. Tüm güvenlik güçleri bütün incelemeleri yaptıklarını söylüyorlar. Fakat şu ana kadar ne kesin bir sonuç ne de görgü şahidi çıkmadı. Köyden ya da babamın hayvan ticareti yaptığı yerlerde şayet ki yaşadığı bir sorun varsa bir şeyler duyan bilen varsa susmasınlar. Olayla ilgili ilerleme kaydedilemediğinden daima jandarmayı ve savcılığı ziyaret ediyoruz. Cumhurbaşkanlığına, İçişleri Bakanlığına ve Jandarma Genel Komutanlığına birçok mektup yazdık şikayette bulunduk. Biz 11 kardeşiz ve geniş bir ailemiz var. Ailemiz artık olağan hayatını yaşayamıyor ve gerçek düzgün uyuyamıyoruz. Bizi en çok üzen ise bu katilin yahut katillerin ellerini kollarını sallayarak ortamızda gezmesidir. Bizim canımız yandı dilerim diğerlerini canı yanmaz” dedi.
“DEHŞET VERİCİ VE KORKUNÇTU”
İçeriye girdikten sonra anne ve babasının kanlar içinde yattığını belirten Mulla ve Hüsnü Ala çiftinin kız çocukları Selver Ala ise, “Ben annemin mevt yıl dönümü olduğu için babama kendi konutumda Yasin okutacağım müsaade veriyor musun diye akıl istişareye gelmiştim. Geldiğimde kapı kilitliydi lakin otomobil konutun önündeydi. Aradım aradım yanıt vermediler. Tekrardan geldim. Eşim de gerimden geldi. Ben geldim aradım tekrar baktım telefon meskende çalıyor. Kapıda kilitli ben daha da huzursuz oldum. Daha sonra eşim ahırın kapısından meskene çıktı kapıyı bana açtı. Bende girdim kimse yoktu lakin salondaki çekyatın üzerindeki evraklar karıştırılmıştı. Sonra yatak odasına koştum ne göreyim annem ve babam kanlar içerinde yatıyorlardı dehşet vericiydi çok vahimdi. Ben orada çıldırdım zati. Eşim çabucak jandarmaya, sıhhat gruplarına haber verdi” tabirlerini kullandı.
“BUNU YAPANLARIN ORTAYA ÇIKMASI LAZIM”
Olayı gerçekleştirenlerin yakalanması gerektiğinin altını çizen Selver Ala, “Ama bu bu türlü olamamalı bu türlü ört pas edilmemeli, 2 tane can verdik ana baba verdik. Bunu yapanların ortaya çıkması lazım. Devlet büyüklerine sesleniyorum. Allah isteği için olayın aydınlanmasına yardımcı olun. Hepimiz tedirginiz, hepimizin psikolojisi bozuldu, korkuyoruz. En keyifli günlerimiz baba ocağındaydı. Artık ise dehşetten diğer bir şey hissettirmiyor bize, gelemez olduk kapısını açamaz olduk” formunda konuştu.