Batur, Rusya’daki temaslarının akabinde Türkiye’nin Moskova Büyükelçiliği’nde gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Rusya Federal Gümrük Servisi Lideri Vladimir Bulavin ve Rusya Ekonomik Kalkınma Bakan Yardımcısı Timur Maksimov ile Moskova’da görüşmelerde bulunduğunu aktaran Batur, son periyotta Türkiye ile Rusya ortasında başkanlar düzeyinde ağır bir diyalog olduğunu hatırlattı.
Türkiye ile Rusya ortasındaki 100 milyar dolarlık ticaret amacının kıymetli bir sayı olduğuna dikkati çeken Batur, “Türkiye ile Rusya ortasında 2018 prestijiyle gerçekleşen ticaret hacmi 25,7 milyar dolar. Bu sayının 3,4 milyar doları Türkiye’den Rusya’ya yapılan ihracat, 22,3 milyar doları ise Rusya’dan Türkiye’ye yapılan ihracat. Özünde istikrarsız. Her iki tarafın da menfaatine bir ticaret modelini süratli bir biçimde hayata geçirmemiz gerekiyor.” tabirlerini kullandı.
İki ülke ortasında yalnızca en yüksek ticaret hacmi olarak 2013’te 32 milyar dolara çıkıldığını hatırlatan Batur, “Bugün koyduğumuz maksat tarihte gerçekleştirdiğimiz en yüksek sayının neredeyse üç katından daha fazla. Önümüzde katedilmesi gereken çok önemli bir yol var. Maksat gerçekleştirilemez mi? Çok rahat gerçekleştirilebilir.” diye konuştu.
Batur, ağır bir güç ile Rusya ile ikili ticaretin geliştirilebileceğini vurgulayarak, yalnızca bir ihracat ve ithalat istikrarı içerisinde değil turizm, müteahhitlik hizmetleri, finans dalı, sıhhat kesimi, ulaştırma üzere çabucak her disiplinde çalışmalar yürütüldüğünü aktardı.
Gelecek hafta Türkiye-Rusya Karma Ekonomik Komite toplantısı yapılacağını bildiren Batur, Rusya’daki temasları çerçevesinde ticaretin önünü açma yolunda yapılması gereken bütün mevzuları muhataplarıyla değerlendirdiklerini lisana getirdi.
Türkiye ile Rusya ortasında ticareti engelleyen nedenleri ortadan kaldırdıktan sonra iki ülke ortasındaki ticari kapıların doğal olarak açılacağını anlatan Yılmaz Batur, “Ticareti arttıracağız diye genel geçer sözlerle değil direkt doğruya, ayağı yere basan aksiyon planları ile hareket etmemiz gerek. Bu aksiyon planlarının da aşikâr eser kümelerine bağlanması gerekiyor yani hem ticaretin önünü açmamız lazım hem de hangi eser kümesinde sahiden potansiyel varsa oralara kanalize olup oralarda gücümüzü ağırlaştırmamız lazım.” tabirlerini kullandı.