FETÖ’nün darbe teşebbüsü gecesi, örgüt mensuplarının bir maksadı de Ankara Gölbaşı’ndaki TÜRKSAT idi. Türkiye genelindeki televizyon yayınlarını durdurmayı planlayan darbeciler, TÜRKSAT’ın Gölbaşı’ndaki tesislerini işgal etmek istedi. Televizyon yayınlarını kesmek isteyen 5’i sivil 17 darbeci, burada kendilerine karşı direnen kurum çalışanlarıyla karşı karşıya gelmişti.
Darbecilerin hücumunda yaralanan ve gazi olanlardan Bilal Davut Hasetçi, AA muhabirine, 15 Temmuz’daki darbe teşebbüsü sırasında yaşananları ve sonrasındaki hayatını anlattı.
TÜRKSAT’ta sürücü olarak misyon yapan ve 15 Temmuz gecesi nöbetçi olan Hasetçi, 3 yıl geçmesine karşın o gece yaşadıklarını dün üzere hatırladığını söyledi.
Bir anda başlayan helikopter ve çatışma sesleriyle endişelendiğini, ne olduğunu anlayabilmek için otomobille nizamiyeye yanlışsız gittiğini söyleyen Hasetçi, oraya yaklaştığı anda helikopterden üzerine mermilerin yağmaya başladığını tabir etti.
Arabaya isabet eden uçaksavar mermisinin parçalanmasıyla yaralandığını belirten Hasetçi, “Arabadaki güvenlik arkadaşıma âlâ olup olmadığını sordum, ‘iyiyim’ dedi. O da bana sordu, ben de ‘iyiyim’ dedim. Ortadan bir mühlet geçince boynumda akıntı hissettim, elimi götürdüğümde kan içinde kaldı. Eşim çocuğumuza gebeydi. O an çocuğumu görememe kaygısı yaşadım, eşimin yalnız kalacağını düşündüm. Tahminen 30 saniyelik müddette bir ton fikir geçti aklımdan.” diyerek o anları anlattı.
Bilal Davut Hasetçi, yerleşkeyi ele geçirmeye çalışan FETÖ mensuplarından gördüğü muamelenin çok makus olduğunu, gebe eşine telefon etmesinin bile engellendiğini belirtti.
TÜRKSAT’A yayınları kesmek için gelen FETÖ’cülerin gayelerine ulaşamadığını, yayınları kesemediğini söz eden Hasetçi, daha sonra TÜRKSAT yerleşkesini bombalayarak yayınları engellemeye çalıştıklarını kaydetti.
– “Bir ay balkonda tüfeğime sarılarak yattım”
Kendi imkanlarıyla konutuna ulaşan Hasetçi, kanayan yarasını gören eşinin ısrarıyla hastaneye gittiğini anlattı.
Boynundan giren şarapnel modülünün beyni besleyen damarlara çok yakın geçmesi ve omuriliğine saplanması nedeniyle ameliyata alındığını söyleyen Hasetçi, tedavi sürecinin akabinde sıhhatine kavuştuğunu aktardı. Hasetçi, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“O geceden sonra bir ay balkonda tüfeğime sarılarak yattım. Şu anda tekrar birebir şey olsa o tüfeği yalnızca sarılmak için kullanmam. Zira hala hazmedemedik. Yaşananlar hala olağan değil. Mahkemelerin sürmesi, kimi mevzuların sonuca ulaşmaması ister istemez tekrarı olacakmış üzere insanı endişelendiriyor. Üç yıl olmuş hala mahkemeler bitmemiş, insanların hataları ortaya dökülememiş. Düzmece hesaplar var, bir anda FETÖ’cüler piyasaya çıkıyor ve hala firariler var. Vatanımız, milletimiz için önlemimizi elden bırakmayarak karşı koymaya hazırız.”
– “Yeter ki vatan sağolsun”
TÜRKSAT’ta o periyotta taşeron sürücü olarak çalışan Hasetçi, daha sonra tıpkı kurumda dayanak çalışanı unvanıyla takıma geçtiğini ve misyonuna devam ettiğini söyledi.
Hasetçi, 15 Temmuz’dan 6 ay sonra erkek çocuğunun dünyaya geldiğini, öbür çocuğunun da 19 Eylül Gaziler Günü’nde doğduğunu hatırlattı. 15 Temmuz gazisi Bilal Davut Hasetçi, hislerini şöyle lisana getirdi:
“Kadroya geçtim, konut almak üzere bir hayalim yokken devletimizin verdiği imkanlar sayesinde konutumuzu aldık, taksitlerini ödüyoruz. Eşim ve çocuklarım var, memnunuz. Çocuklarımın vatanı, milleti, bayrağı sevmesi çok kıymetli. Canımıza ne olursa olsun kâfi ki vatan sağolsun. Bunu da ben çocuklarıma aşılayacağım. Benim çocuklarım da vatan, millet, bayrak aşığı olacak. Bizim tek vatanımız var, öteki hiç kimsemiz yok. Bu millete, vatana sahip olmalıyız. Bu vatan bizim, bizim kalmalı.”