CHP Genel Lider Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, dün CHP MYK toplantısı devam ederken düzenlediği basın toplantısında gündeme ait değerlendirmelerde bulundu. Öztrak, İstanbul seçimlerine ait olarak, “Giderek otoriterleşen bir rejime İstanbullular sandıkta ‘dur’ diyerek dünya demokrasi tarihine altın harflerle geçmiştir. Bu seçimler millete rest çekilemeyeceğini açıkça göstermiştir. Artık seçimler bitmiştir, ülkemizin yakıcı sıkıntıları tahlil beklemektedir. Ülkemiz seçim ortamının gerginliğinden çıkmalıdır” tabirlerini kullandı. Öztrak, şunları kaydetti:
‘Millet fatura keser’
“İktidarın, belediyeler üzerinde vesayet makamları oluşturmaya çalıştığını görüyoruz. AK Partili liderlerin kullandığı yetkiler bakanlık genelgeleriyle bizim liderlerimizin elinden alınmamalıdır. Belediye liderlerimizi çalıştırmamak için atılacak her adım millete yapılmış saygısızlıktır. Millet Ankara’da Mansur Yavaş’a ‘başkanım sensin’ demiştir. Artık iktidar bu yetkileri kısıtlamaya kalkarsa bunun ismi, milletin verdiği yetkinin engellenmesidir. Millet bunun faturasını keser.”
MHP Genel Lideri Bahçeli’nin, “İstanbul ehline emanet edilmemiştir” açıklamasının sorulması üzerine Öztrak, “İstanbul’da ulusal irade kararını vermiştir. Artık Bahçeli’nin çıkıp milletin iradesini beğenmemesi, tam bir kibir örneğidir. Kimse kusura bakmasın, milletin iradesini beğenmeyenlerin, elinin karşıtıyla bir kenara itmeye çalışanların ne hale geldikleri
23 Haziran seçimlerinde görülmüştür. Fakat kimileri bundan ders almama konusunda ısrar etmektedir. Bu nasıl bir elitist davranıştır, bu nasıl milleti hor görmektir?” dedi.
Öztrak, Osman Öcalan’ın TRT’de programa katılmasına ait olarak da şunları söyledi:
Öcalan açıklaması
“Allah kimseyi ne Sayın Ömer Çelik’in ne de Sayın Bahçeli’nin durumuna düşürmesin. Çelik’i dikkatle izledim. Efendim, dilekçe verilmiş, kim olursa olsun dilekçe veren herkes TRT’ye çıkıyormuş da… 31 Mart’tan evvel ‘beka, beka’ diye dolaşanlar, terörist dediklerinin himmetine sığınmıştır. Terörist dediklerinin iletilerini televizyonlarda dillendirmek durumunda kalmışlardır.”